Sentence examples of "binlerce insanın" in Turkish

<>
Binlerce insanın hayatını kurtarmışsın. Вы спасли множество жизней.
Sen binlerce insanın rüyalarını yapıyorsun. Вы дарите тысячам людей мечту.
Binlerce insanın hayatlarını kontrol ettim. Я управляю жизнями тысячи людей.
Neden binlerce insanın tahliyesine yardım etmiyoruz da onun yerine bir tek kayıp insanı arıyoruz? Почему мы не помогаем эвакуировать тысячи людей? Вместо этого мы ищем одного пропавшего.
Yüz binlerce insanın ölümünden söz ediyoruz. Мы говорим о смертях сотен тысяч.
Binlerce masum insanın hayatını tehlikeye atıyorsunuz. Вы подвергаете опасности тысячи невинных людей.
Fransız Arşivi "nationales de outré - mer" (Denizaşırı Arşivler Merkezi) bu koleksiyonda Fransız Hindiçini'nden tarihi dökümanlar içeren binlerce fotoğrafı dijitalleştirdi. Национальные архивы Франции (секция заморских стран) оцифровали тысячи фотографий из различных коллекций, включая ряд исторических документов, связанных с французским прошлым Индокитая.
Proje süresince birçok basket sahası görmeme rağmen halen her yaştan insanın -bazen sadece parmak arası terliklerle bile- bu üstünkörü sahalarda basketbol oynadığını görmek beni hayrete düşürüyor. Я видел много колец по ходу проекта, но до сих пор удивляюсь, когда вижу эти самодельные площадки везде и всюду, и людей всех возрастов, играющих иногда только в шлепанцах.
Çeşitli kasabalardan botlarla, binlerce Vietnamlı sahilleri tuttu. Geçen bir senenin ardından sosyal medyada Nisan "ın ilk haftası boyunca, zehirli atık sızıntısı ile ciddi balık ölümlerine sebep olan ve kalıcı hasarlar veren Tayvanlı çelik fabrikasının sahibi protesto edildi. За первую неделю апреля, cпустя год после утечки токсичных отходов, вызвавшей массовую гибель рыбы и нанёсшей существенный ущерб экологии региона, тысячи вьетнамцев по всем центральным регионам страны оказались на пляжах, в лодках и в социальных сетях с протестами против металлургического завода, находящегося в собственности Тайваня.
0 insanın mülteci gibi yaşadığını, yaşam mücadelesi verdiğini ve günde sentten daha az parayla yaşamaya çalıştığını duyduğumuzda, harekete geçmemiz gerekti. Когда мы узнали, что больше человек живут как беженцы в своей собственной стране, вынужденные бороться за элементарное существование и жить меньше, чем на центов в день, мы поняли, что должны действовать.
Ülke Yemen'den kaçan binlerce mülteciyi kabul eden son ülkelerden biri ve çoğu insan bu durumdan fazlasıyla sıkıntılı. Эта страна одна из немногих, принимающих тысячи беженцев из Йемена, и здесь многие ощущают эту ношу.
Rusya'nın Sochi'de Kış Olimpiyatları'ndaki başarısını kutlamak için yapılan etkinliğin konuşmasında Putin; her yaştan insanın "İş Gücü ve Savunma için Hazırlılık" (GTO) için belgelendirildiği fiziksel eğitim programının canlandırılmasının: "Rusya'nın milli tarihi geleneklerine bağlılığını göstereceği" ni söyledi. Путин сказал, что возрождение советской программы физвоспитания, которая готовит людей всех возрастов к труду и обороне (нормы ГТО) будет "данью традициям нашей национальной истории".
Ancak, özellikle kırsal kesimlerde binlerce erkek, eskiçağlara ait geleneği sürdürüp evlenmek istedikleri kızları kaçırıyorlar. Однако тысячи мужчин, в основном из сельской местности, следуя древней традиции, похищают девушку тогда, когда они хотят жениться.
"Merhamet, insanın kalbinde. "Милосердие - сердце человека;
Nisan tarihinde Kuzey Ukrayna'daki Çernobil Nükleer Enerji Santrali' ndeki nükleer erime olayı atmosfere radyoaktif madde yayarak Ukrayna, Belarus, Rusya ve Doğu Avrupa'da yüz binlerce -yahut milyonlarca- kişinin aşırı radyasyona maruz kalmasına yol açtı. апреля года ядерная катастрофа на Чернобыльской атомной электростанции в северной Украине спровоцировала выброс радиоактивных веществ в атмосферу, подвергнув сотни тысяч - если не миллионы - жителей Украины, Белоруссии, России и других стран Восточной Европы огромной дозе радиации.
Bu adam, sıradan bir insanın olduğu gibi hastalanmadı. Этот парень даже заболеть как обычный человек не мог.
Sırf bunda bile binlerce balık olmalı. Должно быть, здесь тысячи лососей.
Bilim insanları yıl yaşayacak ilk insanın doğmuş olduğuna inanıyorlar. Ben o insan olduğumu düşünüyorum. Ученые полагают, что первый человек, который проживет лет уже родился на свет.
Daha önce binlerce kez portakallı ördek yaptım. Я готовила утку с апельсинами тысячу раз.
Eşit olan iki insanın arkadaşlığı. Дружба двоих человек двоих равноправных.
Examples of word usage in different contexts are provided solely for linguistic purposes, i.e. to study word usage in a sentence in one language and how they can be translated into another. All samples are automatically collected from a variety of publicly available open sources using bilingual search technologies.
If you find a spelling, punctuation or any other error in the original or translation, use the "Report a problem" option or write to us.

In this section, you can see how words and expressions are used in different contexts using examples of translations made by professionals. The Contexts section will help you learn English, German, Spanish and other languages. Here you can find examples with phrasal verbs and idioms in texts that vary in style and theme. Examples can be sorted by translations and topics.

Learn foreign languages, see the translation of millions of words and expressions, and use them in your e-mail communication.