Sentence examples of "bir gün" in Turkish

<>
Ama hep aklımdan, bir gün gelip kapıyı çalabileceği geçiyordu. Но всегда ожидала, что однажды он постучится в дверь.
Bir gün dünyayı daha iyi bir yer yapacağız. Когда-нибудь мы сделаем из мира место получше.
Bir gün - zamanını Allah bilir - Fakat bir gün benim günüm olacak. Однажды, Бог знает, когда, но однажды придет и мой день.
Ama bir gün şef cerrah olacaksın. Но когда-нибудь ты станешь шефом хирургии.
Ve bir gün İngiltere Kralı olacaksın. и однажды ты станешь королём Англии.
Bir gün senin için yaptığım şeyler için beni takdir edeceksin. Когда-нибудь ты оценишь всё, что я для тебя делаю.
Bir gün o Antique Roadshow programında minik bir servete bedel olacak. Однажды он будет стоить целое состояние на этой программе Antique Roadshow.
Öyleyse bir gün ben de o masadaki adam gibi öleceğim. Значит когда-нибудь, я тоже буду лежать на таком столе?
Babam, annemin yan tarafını gösterip, "Bir gün bende burada olacağım" derdi. Отец говорил: "Однажды я буду здесь". И показывал на соседнее место.
Bir gün, çok para kazanacağım ve o yanığı oradan sildireceğiz. Когда-нибудь я заработаю кучу денег, и мы уберем этот шрам.
Sonra bir gün kumda bir ayak izi gördüm Size aitti. И затем, однажды я увидел следы на песке ваши.
Evet, bir gün bunu sana anlatmam gerekecek. Да, когда-нибудь я тебе об этом расскажу.
Bir gün annenle baban bebek istediklerine karar vermişler ve... Однажды вечером твои мамочка и папочка захотели завести ребёнка...
Bir gün tıpkı Scorch Amcam gibi olacağım. Когда-нибудь я стану таким как дядя Скорч.
Bir gün kurbağa kaplumbağanın yumurtalarını yemiş. И однажды лягушонок съел яйца черепахи.
Belki bir gün seni de eğitirim. Возможно, когда-нибудь научу и тебя.
Uzun süredir Jaffa'nın bir gün özgür olmasını hayal ettim. Я долго мечтал, что однажды Джаффа станут свободными.
Bir gün, ilerleyecek ve beni öldürecek. Когда-нибудь он продвинется вперёд и убьёт меня.
Bir gün, uyanacaksın ve sana dertten başka birşey sağlamadığını göreceksin. Однажды ты очнешься и поймешь, что от нее одни неприятности.
Bir gün umarım o da bize katılır, çünkü bizim iyiliğimize olur. Когда-нибудь, надеюсь, станет, потому что он бы нам пригодился.
Examples of word usage in different contexts are provided solely for linguistic purposes, i.e. to study word usage in a sentence in one language and how they can be translated into another. All samples are automatically collected from a variety of publicly available open sources using bilingual search technologies.
If you find a spelling, punctuation or any other error in the original or translation, use the "Report a problem" option or write to us.

In this section, you can see how words and expressions are used in different contexts using examples of translations made by professionals. The Contexts section will help you learn English, German, Spanish and other languages. Here you can find examples with phrasal verbs and idioms in texts that vary in style and theme. Examples can be sorted by translations and topics.

Learn foreign languages, see the translation of millions of words and expressions, and use them in your e-mail communication.