Sentence examples of "daha fazla zorlaştırmayalım" in Turkish

<>
İşi onun için daha fazla zorlaştırmayalım. Давай не усложнять все для нее.
Fakat bu sefer, bu popüler Facebook sayfasının ardındaki gençler Yangoon'un dışında kalan Myanmar halkının durumu hakkında daha fazla şey bulmayı umuyor. Однако сейчас тинейджеры, принимающие участие в этом известным Facebook - проекте, планируют узнать больше о положении жителей Мьянмы за пределами Янгона.
Daha fazla fotoğraf için Tatsuya Tanaka'nın Instagram sayfasını inceleyin. Зайдите в Instagram Танаки, чтобы найти еще больше фотографий.
Sosyal bilimciler "her Kızılderili Kuna doğumludan biri albino, bu oran çok sayıda albinonun bulunduğu alt - Sahra Afrikası'nın bazı bölgelerinde bulunandan daha fazla ve dünya ortalamasının çok üzerinde, dünyanın herhangi bir yerinde 00 kişiden birinde bulunuyor". dedi. Согласно данным ученых, на каждые куна приходится один альбинос; процент выше, чем на африканском континенте к югу от Сахары, где альбиносы также многочисленны. Это значительно выше среднего мирового показателя, составляющего порядка альбиноса на каждые новорожденных.
Katılımcıların çoğu, topluluk dillerinin muhafaza edilmesi ve yeniden canlandırılması için gerekli ihtiyaçları müdafaa edebilmek için çalıştaylarda devlet yetkililerinin varlığı için talepte bulundular. Meksika'da düzenlenen çalıştaydan alınan geribildirimlere nispeten, katılımcılar mevcut dijital projelerini tüm gruba tanıtmak için daha fazla vakit elde ettiler. Многие высказались в пользу необходимости большего присутствия представителей государственной власти на подобных мероприятиях, что позволило бы их участникам напрямую обращаться к властям с требованиями о защите и поддержке их усилий по сохранению и возрождению родных языков.
Hala süren çatışma ve temel ihtiyaçların sadece %'sinin karşılanmasıyla, Miyanmar'lı IDP'lerin durumu endişe verici ve daha fazla yardım ve mali destek içinse umutları tükenmiş. Военные действия продолжаются, удовлетворены лишь% базовых потребностей, поэтому положение ВПЛ в Мьянме практически критическое, и им остро необходимо большее финансирование и финансовая поддержка. Изображение профиля Facebook - страницы Rangoon Revealed
En Kötü Turların Facebook sayfasında daha fazla fotoğraf bulabilirsiniz. Посмотрите на странице The Worst Tours в Facebook другие фотографии.
Suriye pasaportum olmasaydı, bize soruşturma yapan tüm kişilerden daha fazla teröre maruz kalmış olan insanlar olmamıza rağmen, masumiyetimizi savunmaya ve terörü kınamaya nasıl da aşırı bir nezaketle yol gösterildiğini fark etmezdim. Если бы не мой сирийский паспорт, я бы не заметила, как нас, подозреваемых, ведут с крайней вежливостью защищать свою невиновность и отрицать терроризм; нас, людей, которые были мишенью терроризма чаще, чем те, кто проверяет нас на него.
"Bize soruşturma yapan tüm kişilerden daha fazla teröre maruz kalmış olan insanlar olmamıza rağmen, masumiyetimizi savunmaya ve terörü kınamaya nasıl da aşırı bir nezaketle yol gösterildiğini fark etmezdim.." "Я бы не заметила, как нас, подозреваемых, ведут с крайней вежливостью защищать свою невиновность и отрицать терроризм; нас, людей, которые были мишенью терроризма чаще, чем те, кто проверяет нас на него".
Bir yazarın hayatının taleplerini karşılamak için bana daha fazla güven ve direnç kazandırdı. Победа дала мне большую уверенность и устойчивость для соответствия требованиям жизни писателя.
Daha fazla çocuk bakıcılığı yapamam. Не могу больше изображать няньку.
Daha fazla vakum lütfen. Ещё отсос, пожалуйста.
Daha fazla örümcek olmasın yeter. Только не надо больше пауков.
Ama bundan daha fazla çalışmanız gerekecek. Придется вам приложить чуть больше усилий.
Daha fazla kaynak ayırmalıyız. Нам нужно больше ресурсов.
Seni daha fazla rahatsız etmeyeceğim. не буду тебя больше беспокоить.
Hey! Bundan daha fazla eşyam var sanıyordum. Я думал, у меня вещей куда больше.
Kim yazdıysa nesnelere daha fazla odaklanmalı. Автору нужно на многое обратить внимание.
Janet, daha fazla sürpriz istemiyorum anlaşıldı mı? И Джэнет, больше никаких сюрпризов, договорились?
Bu köpek daha fazla böyle devam edemez. Эта собака не может больше так бежать.
Examples of word usage in different contexts are provided solely for linguistic purposes, i.e. to study word usage in a sentence in one language and how they can be translated into another. All samples are automatically collected from a variety of publicly available open sources using bilingual search technologies.
If you find a spelling, punctuation or any other error in the original or translation, use the "Report a problem" option or write to us.

In this section, you can see how words and expressions are used in different contexts using examples of translations made by professionals. The Contexts section will help you learn English, German, Spanish and other languages. Here you can find examples with phrasal verbs and idioms in texts that vary in style and theme. Examples can be sorted by translations and topics.

Learn foreign languages, see the translation of millions of words and expressions, and use them in your e-mail communication.