Sentence examples of "demektir" in Turkish

<>
O zaman bu demektir ki Jan Di'miz en sonunda sosyeteye ilk adımını atıyor! А это значит, что наша Чан Ди наконец-то выйдет в высшее общество!
Eski madenler de eski mühimmat demektir. И старых шахт означает старых боеприпасов.
Ahmet, teslimatçı çocuk beni tanıdığında, yıldız olmuşum demektir. Когда меня буду знать курьеры, тогда я буду звездой.
Söz yüzüğü de sadece kalbimin derinliklerindesin demek değil daha çok seks ve daha az paylaşım istiyorum da demektir. Кольцо обета это не только подарок от чистого сердца, еще это значит больше секса и меньше болтовни.
Bu demektir ki, eğer kaybedersen, bin doların gidecek. Это значит, если ты проиграешь, придется отдать штуки.
Mutlu patron, mutlu asistan demektir. Счастливый босс, означает счастливый ассистент.
Evet, ama parmağını sürmeden kemik kırabiliyorsa, başbakan gerçekten büyük tehlikede demektir. Если он может ломать кости силой мысли, тогда премьер-министр в реальной опасности.
Büyükler bunu söylerse bu demektir ki endişelenecek bir şey var. Когда взрослые так говорят, значит есть о чем беспокоится.
İki mahkum kaçtı, sadece biri kayıp, buda demektir ki... Сбежали двое заключенных, но недосчитались только одного, что означает...
Aslında, aptal görünmeyi istemiyorsan aşık olmayı hak etmiyorsun demektir. Если боишься выглядеть глупо, значит, не заслуживаешь любви.
Yeni hayat yeni fırsatlar demektir. Новая жизнь означает новые возможности.
Kayıtlar mühürlü, bu kötü birşey olmuş demektir. Записи заблокированы, а это значит что-то плохое.
Gün ışığında iş yapmak kolaydır, ama daha çok şahit demektir. Работа при свете дня означает легкий доступ, но много свидетелей.
Kazanacağız! Bu, Lisa bando kampına gidiyor demektir. Это значит, что Лиза поедет в музыкальный лагерь.
Bu demektir ki ve yılları arasında doğmuş. Значит, он родился между и годами.
İyi olmak ne demektir ve o tercihleri nasıl yaparsın? Что значит быть хорошим человеком, как сделать выбор?
Bu demektir ki, Godzilla dehşeti insanların zihninde yayılıyor. Это значит, что ужас Годзиллы захватил умы людей.
Bu muhteşem. Eğer Binbaşı'ya olanları geri çevirebilirsek Sha're için de hala umut var demektir. Фантастика, если с майором получится, значит, у Шаре тоже есть шанс.
Eğer biri bunu bulursa bu demektir ki planım işe yaramadı ve ben çoktan öldüm. "Если кто-нибудь найдёт эту записку - значит, мой план провалился. Я погиб.
O zaman Şinval ve çevresi çoktan Gürcistan himayesine girmiş demektir. Это значит, что Цхинвал и окрестности уже территория Грузии.
Examples of word usage in different contexts are provided solely for linguistic purposes, i.e. to study word usage in a sentence in one language and how they can be translated into another. All samples are automatically collected from a variety of publicly available open sources using bilingual search technologies.
If you find a spelling, punctuation or any other error in the original or translation, use the "Report a problem" option or write to us.

In this section, you can see how words and expressions are used in different contexts using examples of translations made by professionals. The Contexts section will help you learn English, German, Spanish and other languages. Here you can find examples with phrasal verbs and idioms in texts that vary in style and theme. Examples can be sorted by translations and topics.

Learn foreign languages, see the translation of millions of words and expressions, and use them in your e-mail communication.