Sentence examples of "derece nadir" in Turkish

<>
Fakat feokromasitoma son derece nadir görülür. Но это же безумно редкое заболевание.
Bu oldukça nadir görülür, kan basıncın tavan yapar ve alfa blokörlerle tedavi edilir. Это очень редкая болезнь, она вызвает сильные скачки давления - и лечится альфа-блокаторами.
Suriye pasaportum olmasaydı, "Duvara yakın bekler misiniz hanımefendi?" gibi son derece kibar bir cümleyi asla duymazdım ve çocukluğumun okul cezalarını hatırlamazdım. Если бы не мой сирийский паспорт, я бы никогда не услышала эту крайне вежливую фразу: "Не могли бы вы подождать в стороне у стены, мисс?", и я бы не вспомнила детские школьные наказания.
Senin durumundaki bir çocuğun anne ve babasının hayatta olması nadir bir durum. Да. Тебе повезло, редкость - в твоей ситуации иметь обоих родителей.
Programımız için desteği son derece işe yarardı. Его поддержка очень помогла бы нашей программе.
Gün boyu da uyuduğu için kendisini çok nadir görüyorduk. Так как она отсыпалась днем, виделись мы редко.
Size son derece kışkırtıcı resimler ve mesajlar yollamış. Она посылала вам очень откровенные картинки и СМС.
İnternetten, nadir bulunan bir Gouda peyniri bile buldum. Я даже нашла редкий сорт сыра "Гауда".
Yörüngede bir şeylerin olması son derece can sıkıcı. Оно довольно низко, чтобы находиться на орбите.
En nadir ve en zor disiplin. Самая редкая и самая сложная способность.
Sayın yolcularımız, an itibariyle güzel derece olan Los Angeles için inişe geçiyoruz. Господа, мы начинаем снижение над Лос-Анджелесом, где сейчас комфортные градуса тепла.
Biliyorum bu özellikler İsveç'te pek nadir değil. Знаю, это не редкость в Швеции.
Sıradan, son derece orantılı anlamda. В общем, очень хорошо-сложенном смысле.
Öyleyse bu nadir andan istifade edeyim. Soylu konuklarımızı şereflendirmek için. Я воспользуюсь этим редким моментом, и представлю почётных гостей.
Son derece şanssız olana kadar. Но однажды очень не повезло.
Nadir ve Sinead, Susar mısınız artık? Надир и Шинейд, пожалуйста, потише!
Kardeşim, sizin büyünüzün son derece güçlü olduğunu söylemişti. Моя сестра сказала, что ваша магия весьма впечатляет.
Bunun ne kadar nadir olduğunu biliyor musunuz Sayın Başkan? Вы знаете, какая это редкость, мистер мэр?
Çoktandır bu avdayız ve sanırım güvenli bir şekilde söyleyebilirim ki ilerlemekten mahrum edilerek son derece hakkımız yendi. Мы давно в этой охоте, и могу смело сказать, мы все ужасно расстроены отсутствием прогресса.
Bunlar pek nadir kullanılır. Они очень редко используются.
Examples of word usage in different contexts are provided solely for linguistic purposes, i.e. to study word usage in a sentence in one language and how they can be translated into another. All samples are automatically collected from a variety of publicly available open sources using bilingual search technologies.
If you find a spelling, punctuation or any other error in the original or translation, use the "Report a problem" option or write to us.

In this section, you can see how words and expressions are used in different contexts using examples of translations made by professionals. The Contexts section will help you learn English, German, Spanish and other languages. Here you can find examples with phrasal verbs and idioms in texts that vary in style and theme. Examples can be sorted by translations and topics.

Learn foreign languages, see the translation of millions of words and expressions, and use them in your e-mail communication.