Sentence examples of "devam etmesine" in Turkish
Botanik bahçesi çalışmalarına devam etmesine bir fırsat oluşturur diye düşünmüştüm.
Я думал, оранжерея дала бы ей возможность продолжать исследования.
1967'deki Altı Gün Savaşı'ndan bu yana boru hattının Golan tepelerindeki kısmı İsrail işgali altında kaldı. Buna rağmen İsrail petrol boru hattının işlemeye devam etmesine izin verdi.
С 1967 года в результате Шестидневной войны, часть трубопровода, которая пролегала через Голанские высоты перешла под израильский контроль, но израильтяне не перекрыли трубопровод.
Formosa ve Vietnam hükümeti arasında milyon dolarlık bir anlaşma olmasına rağmen, hükümetin yavaş hareket etmesi ve çelik fabrikasının sahibi olan holdingin sorumluluktan yoksun oluşunun yarattığı öfke ve hüsran ülke sınırlarını aştı ve geçen bir yılda da devam etti.
Медлительность правительства, а также отсутствие подотчетности в отношении металлургического завода вызвали гнев и отчаяние, которые вылились в массовые протесты по всей стране и продолжаются уже целый год, хотя правительство Вьетнама и заключило с заводом соглашение на миллионов долларов США.
Makalenin yazıldığı yaz aylarının sonlarına doğru, Kriz Dernekleri ve Genç Yaşıt Eğitimi Birliği ('Y - PEER "), neden kız kaçırma geleneğine karşı mücadele edilmesi gerektiğini anlatan kısa skeçler sunarak karşı kampanyalarına devam etti.
Позднее тем же летом была написана статья, а Ассоциация кризисных центров и Молодёжная сеть равного обучения "Y - PEER" продолжили кампанию посредством небольших зарисовок о том, почему нужно бороться с похищением невест.
Babası bir ameliyat daha geçirmiş. Seyahat etmesine izin verilmiyormuş.
Его отец перенёс очередную операцию и не может путешествовать.
İnsan vücudu ölü olmasına rağmen aktif olmaya devam ediyor.
Будучи мертвыми, человеческие тела все еще остаются активными.
Kendi duygularını ifade etmen ve başkalarının da ifade etmesine izin vermen için yeni bir yol bulmam gerekiyordu!
Мне просто нужен был новый способ заставить тебя выражать твои чувства и позволить другим людям выражать свои.
Söyleyecek bir şeyin yokmuş gibi davranmaya devam mı edeceğiz?
Или продолжим притворяться, что тебя ничего не тревожит?
Çok zor oldu, evet ama öfkenin bize kılavuzluk etmesine izin veremeyiz.
Нам всем очень тяжело, но гнев не должен определять нашу стратегию.
Amcamın dediği gibi acemice yapılmış bir adam kaçırmanın tüm günümüzü rezil etmesine izin vermeyelim.
Как говорил мой дядя: "Не позволяйте плохому похищению испортить ваш день".
Jimmy Middleton'ın bişeyleri berbat etmesine izin verme.
Не дай Джимми Миддлтону разрушить твою жизнь.
O tabancalardaki virüsleri yok etmesine izin verilmeyecek.
Эти образцы мы ему не позволим уничтожить.
Examples of word usage in different contexts are provided solely for linguistic purposes, i.e. to study word usage in a sentence in one language and how they can be translated into another. All samples are automatically collected from a variety of publicly available open sources using bilingual search technologies.
If you find a spelling, punctuation or any other error in the original or translation, use the "Report a problem" option or write to us.
If you find a spelling, punctuation or any other error in the original or translation, use the "Report a problem" option or write to us.
In this section, you can see how words and expressions are used in different contexts using examples of translations made by professionals. The Contexts section will help you learn English, German, Spanish and other languages. Here you can find examples with phrasal verbs and idioms in texts that vary in style and theme. Examples can be sorted by translations and topics.
Learn foreign languages, see the translation of millions of words and expressions, and use them in your e-mail communication.
Advert