Sentence examples of "devam ettirmek" in Turkish

<>
Bu dükkanı devam ettirmek zorunda kaldı, ve dükkanı devam ettirmek için bildiği tek yol, bu insanlardı. Он должен был сохранить этот магазин, и он думал, что только те люди могут ему помочь.
Bahsettiğimiz konu, ay sonuna kadar türümüzü devam ettirmek için yeterli kana sahip olmak. Речь о том, что запасов крови нам хватить лишь до конца текущего месяца.
Sonra sistemin işlevselliğini devam ettirmek için yeni yollar bulmak zorundaydı. Ему пришлось бы найти новые способы держать дело на плаву.
Özel ilişkilerimi devam ettirmek için kendi kısmımı yapmam lazım! Нужно и самой вложиться, чтобы поддерживать особенные отношения!
Bu bağı devam ettirmek istiyorum. Я хочу сохранить эту связь.
Restoranın ününü devam ettirmek. Просто сохранить репутацию ресторана.
Reaksiyonu devam ettirmek için, tetiklemek için değil. Они поддерживают реакцию, а не инициируют её.
Bu araştırmayı devam ettirmek için nasıl bir teori mi bulacağım? Какую теорию я придумаю дальше, чтобы поддерживать эти поиски?
Demeye çalıştığım şey, bu barışı devam ettirmek istiyorum. Я имею ввиду, что я пытаюсь сохранять мир.
Huzuru devam ettirmek için elimden geleni yapıyorum. Я всеми силами стараюсь сохранить покой людей.
Eğer genlerini devam ettirmek gibi bir niyetin varsa, dikkatli ol. Если у тебя намерение передать свои гены дальше, будь осторожен.
Francis eski davaları devam ettirmek istemiyor. Франциск не хочет продолжать старые битвы.
Bir çocuk olarak görevin ailenin başlattığı mirası devam ettirmek. Долг ребёнка продолжить то, что начали его родители.
Ama bizim gibi insanlar geleneği devam ettirmek için uğraşmalı. Такие люди как мы должны бороться за сохранение традиций.
2007 yılı ile 2009 yılının sonu arasında Heine, hayatını devam ettirmek için farklı alanlarda çalışmalar yürüttü. В период с 2007 года по конец 2009 Хайне по-разному зарабатывал на жизнь:
Narkiss ordu kariyerini devam ettirmek için 1965'te İsrail'e döndü ve İsrail Ulusal Savunma Koleji'nin ilk müdürü oldu. Altı Gün Savaşı. Наркис возвратился в Израиль, чтобы продолжить военную карьеру и в 1965 году стал первым директором Колледжа Национальной обороны Израиля.
Formosa ve Vietnam hükümeti arasında milyon dolarlık bir anlaşma olmasına rağmen, hükümetin yavaş hareket etmesi ve çelik fabrikasının sahibi olan holdingin sorumluluktan yoksun oluşunun yarattığı öfke ve hüsran ülke sınırlarını aştı ve geçen bir yılda da devam etti. Медлительность правительства, а также отсутствие подотчетности в отношении металлургического завода вызвали гнев и отчаяние, которые вылились в массовые протесты по всей стране и продолжаются уже целый год, хотя правительство Вьетнама и заключило с заводом соглашение на миллионов долларов США.
Seni acele ettirmek istemem ama... Не хочу торопить, но...
Makalenin yazıldığı yaz aylarının sonlarına doğru, Kriz Dernekleri ve Genç Yaşıt Eğitimi Birliği ('Y - PEER "), neden kız kaçırma geleneğine karşı mücadele edilmesi gerektiğini anlatan kısa skeçler sunarak karşı kampanyalarına devam etti. Позднее тем же летом была написана статья, а Ассоциация кризисных центров и Молодёжная сеть равного обучения "Y - PEER" продолжили кампанию посредством небольших зарисовок о том, почему нужно бороться с похищением невест.
Sizi acele ettirmek istemem ama o yaratıklar dışarıya epey bir zarar veriyor. Не хочу вас торопить, но эти твари наносят там серьезный урон.
Examples of word usage in different contexts are provided solely for linguistic purposes, i.e. to study word usage in a sentence in one language and how they can be translated into another. All samples are automatically collected from a variety of publicly available open sources using bilingual search technologies.
If you find a spelling, punctuation or any other error in the original or translation, use the "Report a problem" option or write to us.

In this section, you can see how words and expressions are used in different contexts using examples of translations made by professionals. The Contexts section will help you learn English, German, Spanish and other languages. Here you can find examples with phrasal verbs and idioms in texts that vary in style and theme. Examples can be sorted by translations and topics.

Learn foreign languages, see the translation of millions of words and expressions, and use them in your e-mail communication.