Sentence examples of "devam" in Turkish with translation "продолжать"

<>
Kendimi böyle havalı ve canlı hissetmeye devam mı ederim yoksa? Я буду продолжать чувствовать себя таким невероятно живым и счастливым!
Bu ölüm olayına intihar gibi davranmaya devam edersek, hayat herkes için daha güzel olur. Всем будет гораздо легче, если мы будем продолжать рассматривать эту смерть, как самоубийство.
Ben sadece hayatıma devam etmeye çalışıyorum. Я просто пытаюсь продолжать жить дальше.
Daha iyi hissediyor musun yoksa oda bakmaya devam edecek misin? Чувствуешь себя лучше, или нам нужно продолжать осматривать комнаты?
Yüzmeye devam? Okumaya devam, sanki bir şey olmamış gibi? Будешь продолжать плавать, учиться, как будто ничего не произошло?
Fakat senin sürekli paramı sömürmene devam etmeyeceğim. Но я не собираюсь продолжать содержать тебя.
Belki bu büyü onun ayine devam etmesini sağlıyordur. Может, заклинание заставляет его продолжать совершать ритуал.
Bilinçli hale gelen diğerlerini bulmaya devam etmeli ve onları korumalıyız. Мы должны продолжать искать других приобретающих сознание и защищать их.
Eğer burnunu işime sokmaya devam ederse, diğer tüm bölüm şefleriyle beraber onu mahvederim. Но если он будет продолжать лезть в мою работу, я полезу в его.
Ben mücadeleye devam etmek zorunda olduğumu biliyorum. Я знаю, что обязан продолжать борьбу.
Bu soruşturmaya devam etmek için neden göremiyorum, General. Я не вижу потребности продолжать это расследование, генерал.
Sağlıklı bir seçim yapmak için, ikinizle de görüşmeye devam etmeliyim. Чтобы сделать осознанный выбор, я должна продолжать видеть вас обоих.
Tim, vasiyetnamenin onaylanması sürecinde şirketin günlük işlerine devam edebilir. Тим может продолжать обычную деятельность, пока суд рассматривает завещание.
Evet, sayın yargıç. Davacı devam etmeye hazır. Да, Ваша честь, истцы готовы продолжать.
Ona "Asyalı ben" demeye devam edecek misin? Ты будешь продолжать называть ее "азиатская я"?
Planladığım gibi yoluma devam edebilir veya yüzsüzce kapıyı çalıp, varsa eğer, umut var mı diye bakmaktı. Незаметно уйти и продолжать намеченный путь, либо дерзко заявиться на порог, вверяя надежду в руки судьбы.
Günlük operasyonlarını yapmaya devam edersin sen de. Ты будешь продолжать делать ту же работу.
Burs bana, eğitimime devam etme şansı verdi. Стипендия дала мне возможность продолжать обучение.
Öylece birlikte zaman geçirmeye devam edeceğiz. Мы будем продолжать проводить время вместе.
Devam edecek bir şey yok, çünkü bana asla inanmayacaksın. Тут нечего продолжать, поскольку ты никогда мне не поверишь.
Examples of word usage in different contexts are provided solely for linguistic purposes, i.e. to study word usage in a sentence in one language and how they can be translated into another. All samples are automatically collected from a variety of publicly available open sources using bilingual search technologies.
If you find a spelling, punctuation or any other error in the original or translation, use the "Report a problem" option or write to us.

In this section, you can see how words and expressions are used in different contexts using examples of translations made by professionals. The Contexts section will help you learn English, German, Spanish and other languages. Here you can find examples with phrasal verbs and idioms in texts that vary in style and theme. Examples can be sorted by translations and topics.

Learn foreign languages, see the translation of millions of words and expressions, and use them in your e-mail communication.