Sentence examples of "fark etmedim" in Turkish

<>
Ağlayıp zırlamayayım diye bağlama çektiğini fark etmedim mi sandın? я уже не знаю, мне плакать или наплевать.
Demek öyle. Nasıl oldu da Biricik Madison Clark'ımızın Güney güzeli olduğunu fark etmedim. Ага, как же я не понял сразу, что наша Мэдисон Кларк южная красавица.
Babam ayaktaydı, bir şeyler canını sıkmış gibiydi, ama başta fark etmedim ben. Папа не спал, что-то его беспокоило, но я сначала не обратила внимания.
O an onun bir cadı olduğunu fark etmedim. Тогда я не понял, что это ведьма.
Çizgi filmin sonunda, Donald Duck bunun bir rüya olduğunu ve aslında Birleşik Krallık'ta yaşadığını fark etmek için uyanıyor. В конце ленты Дональд Дак просыпается и понимает, что все это было лишь страшным сном, и он все еще живет в Америке.
Ama çay sipariş etmedim ki. Но я не заказывал чая.
Kimse fark etmeyecekti, zaten sayısız yalnız eylemci geçen ay içinde Moskova'da "sessiz sedasız" gözaltına alındı. Этого никто и не заметил бы, сколько таких пикетчиков только за последний месяц повязали в центре города "без шума и пыли".
Bir şey söylemeliyim, bunu daha önce kimseye itiraf etmedim ama ben uçak yemeğini seviyorum. Знаешь, должна сказать, никогда никому не признавалась но мне нравится еда в самолетах.
Suriye pasaportum olmasaydı, bize soruşturma yapan tüm kişilerden daha fazla teröre maruz kalmış olan insanlar olmamıza rağmen, masumiyetimizi savunmaya ve terörü kınamaya nasıl da aşırı bir nezaketle yol gösterildiğini fark etmezdim. Если бы не мой сирийский паспорт, я бы не заметила, как нас, подозреваемых, ведут с крайней вежливостью защищать свою невиновность и отрицать терроризм; нас, людей, которые были мишенью терроризма чаще, чем те, кто проверяет нас на него.
Yani, neden sene önce utançla istifa etmedim ki? Почему же я не уволился с позором лет назад?
"Bize soruşturma yapan tüm kişilerden daha fazla teröre maruz kalmış olan insanlar olmamıza rağmen, masumiyetimizi savunmaya ve terörü kınamaya nasıl da aşırı bir nezaketle yol gösterildiğini fark etmezdim.." "Я бы не заметила, как нас, подозреваемых, ведут с крайней вежливостью защищать свою невиновность и отрицать терроризм; нас, людей, которые были мишенью терроризма чаще, чем те, кто проверяет нас на него".
Bay Lamont, bir gün bile işe gelmemezlik etmedim. Мистер Ламонт. Я никогда не пропустила, ни дня.
Ama şu an, artık makul bir seçeneğin kalmadığını fark ettim. Но сейчас я понял, что у меня больше нет вариантов.
Hiçbir şeyi sabote etmedim. Ничего я не саботировал.
Ama kralla alelade adam arasındaki fark da budur. Но в этом разница между человеком и королём.
Bana da iç dedi ama kabul etmedim. Он и мне предлагал. Я не взял.
Aralarındaki tek fark, gelecek felaketin doğasıydı. Единственная разница была в деталях предстоящей катастрофы.
Bunu hak etmedim mi? Разве я не заработала?
Bir sey fark ettim. Я вдруг кое-что понял.
Evliliğimize bir kez bile ihanet etmedim, Geoffrey. Я никогда не предавала наш брак, Джеффри.
Examples of word usage in different contexts are provided solely for linguistic purposes, i.e. to study word usage in a sentence in one language and how they can be translated into another. All samples are automatically collected from a variety of publicly available open sources using bilingual search technologies.
If you find a spelling, punctuation or any other error in the original or translation, use the "Report a problem" option or write to us.

In this section, you can see how words and expressions are used in different contexts using examples of translations made by professionals. The Contexts section will help you learn English, German, Spanish and other languages. Here you can find examples with phrasal verbs and idioms in texts that vary in style and theme. Examples can be sorted by translations and topics.

Learn foreign languages, see the translation of millions of words and expressions, and use them in your e-mail communication.