Sentence examples of "fark etmeyecek" in Turkish

<>
Bir erkekle ya da kadınla yatmışsın fark etmeyecek. Не важно - спишь с мужчиной или женщиной.
İnsan ya da klon fark etmeyecek. Как человека, так или клона.
Luke fark etmeyecek bile. Люк даже не заметит.
O kadar parayı kaybedeceksin ve kimse fark etmeyecek mi sandın? Думал, можешь проиграть такие деньги и никто не заметит?
Fazladan birkaç bin daha fark etmeyecek. Пара лишних штук не имеют значения.
Çizgi filmin sonunda, Donald Duck bunun bir rüya olduğunu ve aslında Birleşik Krallık'ta yaşadığını fark etmek için uyanıyor. В конце ленты Дональд Дак просыпается и понимает, что все это было лишь страшным сном, и он все еще живет в Америке.
Bana bak Dolokhov, yardım edecek misin etmeyecek misin? Слушай, Долохов, ты поможешь мне или нет?
Kimse fark etmeyecekti, zaten sayısız yalnız eylemci geçen ay içinde Moskova'da "sessiz sedasız" gözaltına alındı. Этого никто и не заметил бы, сколько таких пикетчиков только за последний месяц повязали в центре города "без шума и пыли".
Kimse sana yardım etmeyecek, Katherine. Тебе никто не поможет, Кэтрин.
Suriye pasaportum olmasaydı, bize soruşturma yapan tüm kişilerden daha fazla teröre maruz kalmış olan insanlar olmamıza rağmen, masumiyetimizi savunmaya ve terörü kınamaya nasıl da aşırı bir nezaketle yol gösterildiğini fark etmezdim. Если бы не мой сирийский паспорт, я бы не заметила, как нас, подозреваемых, ведут с крайней вежливостью защищать свою невиновность и отрицать терроризм; нас, людей, которые были мишенью терроризма чаще, чем те, кто проверяет нас на него.
Mara bize yardım etmeyecek. Мара нам не поможет.
"Bize soruşturma yapan tüm kişilerden daha fazla teröre maruz kalmış olan insanlar olmamıza rağmen, masumiyetimizi savunmaya ve terörü kınamaya nasıl da aşırı bir nezaketle yol gösterildiğini fark etmezdim.." "Я бы не заметила, как нас, подозреваемых, ведут с крайней вежливостью защищать свою невиновность и отрицать терроризм; нас, людей, которые были мишенью терроризма чаще, чем те, кто проверяет нас на него".
Daha fazla şiddet Lux ya da Tasha'ya yardım etmeyecek. Очередная жестокость не поможет ни Лакс, ни Таше.
Ama şu an, artık makul bir seçeneğin kalmadığını fark ettim. Но сейчас я понял, что у меня больше нет вариантов.
Solomon bir daha seni yada arkadaşlarından birini rahatsız etmeyecek. Соломон больше не будет докучать тебе и твоим друзьям.
Ama kralla alelade adam arasındaki fark da budur. Но в этом разница между человеком и королём.
Karamsarlık ve kızgınlık yeni bir hayatta bana yardım etmeyecek. Горечь и гнев не помогут мне построить новую жизнь.
Aralarındaki tek fark, gelecek felaketin doğasıydı. Единственная разница была в деталях предстоящей катастрофы.
Kızımı vaftiz edecek misin, etmeyecek misin? Ты собираешься крестить моего ребенка или нет?
Bir sey fark ettim. Я вдруг кое-что понял.
Examples of word usage in different contexts are provided solely for linguistic purposes, i.e. to study word usage in a sentence in one language and how they can be translated into another. All samples are automatically collected from a variety of publicly available open sources using bilingual search technologies.
If you find a spelling, punctuation or any other error in the original or translation, use the "Report a problem" option or write to us.

In this section, you can see how words and expressions are used in different contexts using examples of translations made by professionals. The Contexts section will help you learn English, German, Spanish and other languages. Here you can find examples with phrasal verbs and idioms in texts that vary in style and theme. Examples can be sorted by translations and topics.

Learn foreign languages, see the translation of millions of words and expressions, and use them in your e-mail communication.