Sentence examples of "farklı değiller" in Turkish

<>
Piskoposluk kilisesi, Katolik değil ama çok da farklı değiller. Церковь англиканская, а не католическая, но она рядом.
İnsanlardan çok da farklı değiller ama bu başka bir dersin konusu. Не очень отличаются от людей, но речь не о том.
Hepimiz zaman kapsülleri hakkında duymuşuzdur; ama bu seferki birazcık farklı. Многие слышали о так называемых капсулах времени, но этот проект от них отличается.
Bu kadar iyi değiller. Они не такие хорошие.
Yeni poliçe eyalet boyunca farklı okulun kapanmasını ve, 000'den fazla öğrencinin yeni okullara geçiş yapma zorunluluğunu gerektirecekti. Новая политика потребовала бы закрытия различных школ по всему штату, и более чем тысяч учеников были бы вынуждены перевестись в новые школы.
Güç kullanma konusunda da ürkek değiller. И они не стесняются использовать силу.
Çocukların bu etkinlikteki tek fırsatları zihnen uyarılmak ve gelişmek değil, aynı zamanda fikir alışverişinde bulunup sentezlemek, farklı ırklardan, cinsiyetlerden, geçmişten, ekonomik sınıflardan ve dini inançlardan çocuklarla deneyimlerini paylaşmak ve birbirleriyle etkileşime geçmektir. Возможность детей участвовать в этой деятельности - для них это не только умственный стимул, но и шанс общаться, обмениваться идеями, делиться опытом и взаимодействовать между собой, с людьми разных рас, пола, происхождения, экономического статуса и религиозных убеждений.
Şu an burada değiller. Но здесь их нет.
Bana göre bir vatandaşın farklı beğenilerde üretilmiş yerli ve yabancı filmleri izlemesi en doğal hakkıdır. Мне кажется, что у любого гражданина есть право иметь возможность смотреть разные фильмы, местного и зарубежного производства, на любой вкус.
O kadar aptal değiller. Они не настолько тупые.
Dünyanın pek çok yerinden, her yaştan insan şehri farklı bir bakış açısından daha iyi tanıyabilmek için En Kötü Turlara katılmış. Люди всех возрастов, активисты или нет, приезжающие из разнообразных стран, например, Австралии, Таиланда и Германии, кому просто хотелось взглянуть на город с другой стороны, присоединились к The Worst Tours.
Bugünkü çocuklar hiç girişken değiller. У современных детей нет находчивости.
Vintage Everyday sitesindeki fotoğraflar hikayenin farklı bir yönünü ele alıyor. Фотографии с "Vintage Everyday", однако, показывают другую сторону истории.
Şu anda burada değiller. Но они не здесь.
Kırgızistan'daki düğünlerin çoğu (yukarıdaki resimde de görüldüğü gibi) dünyanın diğer yerlerindeki düğünlerden çok farklı değil. Большинство свадеб в Кыргызстане, как и на этой фотографии, не сильно отличаются от других свадеб в мире.
Orada değiller, değil mi? Их там нет, правда?
Coğrafik olarak kurbanların hepsi farklı yerlerden. Географически все жертвы из разных штатов.
Bu insanlar yeterince iyi değiller mi? Или эти люди не достаточно хороши?
Farklı kimyasalların bir karışımı. Это смесь разных химикатов.
O kadar da kötü değiller. Они не так уж плохи.
Examples of word usage in different contexts are provided solely for linguistic purposes, i.e. to study word usage in a sentence in one language and how they can be translated into another. All samples are automatically collected from a variety of publicly available open sources using bilingual search technologies.
If you find a spelling, punctuation or any other error in the original or translation, use the "Report a problem" option or write to us.

In this section, you can see how words and expressions are used in different contexts using examples of translations made by professionals. The Contexts section will help you learn English, German, Spanish and other languages. Here you can find examples with phrasal verbs and idioms in texts that vary in style and theme. Examples can be sorted by translations and topics.

Learn foreign languages, see the translation of millions of words and expressions, and use them in your e-mail communication.