Sentence examples of "güvenli bölgeye" in Turkish

<>
Şef Taylor, neden güvenli bölgeye ihtiyaç var? Шеф Тейлор, зачем нам нужна безопасная зона?
Sonra eğitimini hatırladı ve güvenli bir bölgeye geri döndü. Он вспомнил свои тренировки и вернулся в безопасное место.
Halkın hoşnutsuzluğu aynı zamanda bölgede çeşitli anlaşmazlıklar da oluşturan, ülkenin mülteciler için güvenli bir sığınak olmasındaki büyüyen rolüne de karşı durumda. Общественное ожесточение также вызвано правительством, которое позиционирует страну как безопасное место для беженцев, которые покидают родные места в связи с многочисленными конфликтами в регионе.
Yasak bir bölgeye girmek üzeresiniz. Вы проникли в запретную зону.
Blogcu Maa konuya dikkate çekmek ve bu çocuklara güvenli bir yuva talep etmek amacıyla meşhur Bangla şarkısının sözlerden örnek veriyor: Блоггер Maa привел текст из известной песни Bangla, чтобы привлечь внимание к этому вопросу и запросить безопасное жильё для этих детей:
Usta büyücü. Bu bölgeye giriş yasak. Великий маг, вам туда нельзя!
Cumhurbaşkanı Hasan Ruhani tarafından güvenli olarak geçiş yapabilecekleri güvencesi ile İran'a seyahat etmiş olan onlarca İranlı sürgün tutuklandı, sorgulandı ve pasaportlarına el koyularak gitmekten alıkonuldu, çoğu zaman ise döndükleri vakit hükümetin onaylamadığı yaşam şekli veya barışçıl görüşlerin dışavurulması nedeniyle hapsedildiler. Десятки иранских эмигрантов, которые приезжали в Иран после заверений президента Хасана Роухани относительно безопасности их переезда, были арестованы, допрошены, предупреждены о запрете покидать страну, начиная от конфискации паспортов до тюремного заключения по возвращении из - зи выражения взглядов или образа жизни, с которыми правительство не согласно.
May, hiçbir destek olmadan sivil bir bölgeye yaklaşıyorsun. Мэй, ты приближаешься к гражданской зоне без прикрытия.
Bunu hurdaya verip yerine yeni ve daha güvenli bir gemi alıyoruz. Сдадим его на металлолом, и закажем новый, безопасный корабль.
Tüpü ve koruma giysisi olmayan kimse bölgeye girmesin. Никто не заходит туда без противогаза и химзащиты.
Daha güvenli olması için toplumu değiştirme şansı... Шанс изменить общество, сделать его безопаснее...
Bir insana yardım etmenin yolu. İnsanlar bir bölgeye girer. Потому что существуют способы помочь человеку попасть в зону.
Eğer Uyanık aktifleştirilirse bu, ülkemizi daha güvenli bir yer hâline getirecektir. Если "Бдительный" окажется работоспособен, вся наша страна станет безопасней.
Bu yüzden. bölgeye transfer oldum ve üniformalı olarak kaldım. Поэтому я перевелся в участок и остался в форме.
Güvenli olan tek yer bodrum. Безопасно здесь только в подвале.
Kutsal bölgeye doğru ilerliyorlar. Направляются к запретной зоне.
Hartford İlçe Gözaltı Merkezi yeterince güvenli mi? В следственном изоляторе округа Хартфорд достаточно спокойно?
Mekik, o bölgeye dakika içinde ulaşmış olacak. Шаттл достигнет этой зоны примерно через две минуты.
En mantıklı ve güvenli plan bu. Это самый безопасный и логичный план.
Tanrı'ya şükür. Bu bölgeye servis sağlanamamaktadır. Обслуживание в этой районе временно недоступно.
Examples of word usage in different contexts are provided solely for linguistic purposes, i.e. to study word usage in a sentence in one language and how they can be translated into another. All samples are automatically collected from a variety of publicly available open sources using bilingual search technologies.
If you find a spelling, punctuation or any other error in the original or translation, use the "Report a problem" option or write to us.

In this section, you can see how words and expressions are used in different contexts using examples of translations made by professionals. The Contexts section will help you learn English, German, Spanish and other languages. Here you can find examples with phrasal verbs and idioms in texts that vary in style and theme. Examples can be sorted by translations and topics.

Learn foreign languages, see the translation of millions of words and expressions, and use them in your e-mail communication.