Sentence examples of "genç" in Turkish with translation "молодая"

<>
Genç bir kadın topluluk içinde sakarlık yapar. Молодая женщина делает что-то неуклюжее на публике.
Ama sonuçta bir erkeksiniz, o da genç ve etkileyici bir kadın. Но вы - мужчина, а она - молодая и впечатлительная женщина.
"zengin yaşlı adam, genç kadın." "богатый старый мужик, молодая девушка".
Betty genç bir aktris ve yarınki büyük seçmeler için fakslanan bir sahnenin notlarını getiriyordum. Бетти - молодая актриса. Я принесла ей текст для завтрашней кинопробы, факсом отправили.
Genç, güzel, kısa sarı saçlı. Молодая, симпатичная блондинка с короткими волосами.
Şu genç kadın evli değil miydi? Эта молодая женщина разве не замужем?
Ardından genç bir kız Yara (Gemma Whelan) onu karşılar. Вскоре молодая женщина, Яра (Джемма Уилан) вызывается отвезти его в замок.
Genç karısı, doğum yaparken mi ölmüş? Его молодая жена умерла во время родов?
Ben size teşekkür etmeliyim. Adli bilimde çığır açtınız genç bayan. Вы, молодая леди, открыли совершенно новую ступень криминалистики.
Genç bayan çok çekici ama ben onun şapkasıyla daha çok ilgileniyorum. Молодая леди очаровательна, правда. Но меня больше интересует её шляпа.
Genç bayan çamaşırlarını salı günü geri istiyor. Молодая леди хочет забрать вещи во вторник.
Tahminen 400 milyon yıldan daha az olan yaşıyla nispeten genç bir yıldız sayılır. Это относительно молодая звезда с возрастом, оцененным менее чем в 400 миллионов лет.
Bianca güzel bir insandı ve sevimli bir genç kadın. Бианка была человеком с прекрасной душой. Милая молодая женщина.
Drew'un bunun gibi havalı, modern, genç, güzel bir annesi olduğunu biliyordum. Я знала, что у Дрю будет такая клёвая, молодая и красивая мама.
Sürümün ortasında genç bir kadın belirdi; ışık doluydu. Посреди моего стада появилась молодая женщина, полная света.
Zoe akıllı, genç bir kadın. Ayrıca kendi kararlarını verebilir. Зоуи умная молодая женщина, и сама может принимать решения.
Bir keresinde, genç bir çingene kızı denemişti onu öyle sıçramışım ki, başım neredeyse tavana çarpıyordu. Молодая цыганка как-то испытала это на мне. Я чуть не пробил потолок - так высоко я прыгал.
Ve genç Jadzia bu akademik, karakter ve psikolojik kararlılık testlerinde başarılı oldu mu? И молодая Джадзия добилась успеха во всех тестах знаний и характера, психологической устойчивости?
Nicole'un ailesinin bir kat üstünde Simone adında genç bir dul yaşıyordu. Прямо над квартирой семьи Николь жила молодая вдова по имени Симон.
Eserde, genç, uzun saçlı, sadece ayakkabı ve çorap giymiş bir kadının bir koltuğun üzerinde uzanması betimlenir. На ней изображена лежащая на диване молодая темноволосая женщина, одетая только в туфли и чулки.
Examples of word usage in different contexts are provided solely for linguistic purposes, i.e. to study word usage in a sentence in one language and how they can be translated into another. All samples are automatically collected from a variety of publicly available open sources using bilingual search technologies.
If you find a spelling, punctuation or any other error in the original or translation, use the "Report a problem" option or write to us.

In this section, you can see how words and expressions are used in different contexts using examples of translations made by professionals. The Contexts section will help you learn English, German, Spanish and other languages. Here you can find examples with phrasal verbs and idioms in texts that vary in style and theme. Examples can be sorted by translations and topics.

Learn foreign languages, see the translation of millions of words and expressions, and use them in your e-mail communication.