Sentence examples of "gibi durumlar" in Turkish

<>
Bu gibi durumlar için yardımcı koç falan yok mu? А разве не должен помощник тренера заниматься подобными вещами?
Bak, Lindsay, bu gibi durumlar Tanrıya en çok ihtiyaç duyduğumuz anlardır. Линдси, бывают ситуации, когда больше всего на свете нам нужен Господь.
Kesin bu gibi durumlar için bir yedek planımız vardır. Конечно, при таких обстоятельствах у нас есть резерв.
Bu gibi durumlar için yedek bir motorum var. На этот случай у меня есть запасной мотор.
NASA bu gibi durumlar için bir şey söyleriz. Знаешь, у нас в НАСА есть поговорка.
Bu gibi durumlar için kasayı sıfırlama kodumuz var. У нас есть код сброса для таких случаев.
Zamanım önemliymiş gibi olurdu. Как будто мое время действительно чего - то стоит.
Sen zor durumlar yaratmak konusunda çok yeteneklisin. У тебя есть огромный талант создавать проблемы.
Sosyal medya kullanıcıları, her zaman olduğu gibi Pavlensky'nin sanat eylemleri üzerine verilen uç tepkileri tekrarlayarak övgü dolu yahut tersleyici yorumlarda bulundular. Это всё что угодно - от современного искусства, до античного карнавала (типа, Герострат), но только не политика.
Bu numara sadece acil durumlar içindir. Этот номер только для чрезвычайных ситуаций.
Filistin halkından büyük bir sıcaklık ve destek görüldü ve yol boyunca Iman, Shareef ve DiaaMahmoud gibi projeye paha biçilemez derecede katkıda bulunan arkadaşlar edindim. Люди Палестины оказали много тепла и поддержки этому арт - проекту; на этом пути я приобрела таких друзей как Иман, Шариф и ДиаМахмуд, невероятно много сделавшие для развития моей идеи.
Arayamam, Estefania, bu telefon acil durumlar için. Нет, Эстефания, этот номер для чрезвычайных ситуаций.
Arkadaşı ona katıldığında, giydiği geleneksel elbiseyle arkadaşının renk kattığı günümüze ait elbise arasında bir rekabet varmış gibi görünüyor. Когда к ней присоединяется подруга, это становится похожим на соревнование между её традиционным платьем и современным платьем её напарницы.
Acil durumlar için bir tane saklıyordum. Эту я для особых случаев берегу.
Grup metro istasyonuna "Hiçbir zaman Yunan olamayacaksınız" gibi faşist sloganlar söyleyerek girdiler. Молодые люди вошли на станцию, выкрикивая фашистские слоганы вроде "Вы никогда не станете греками!".
Kraliçe Catherine'in bir yerlerde acil durumlar için sakladığı bir altın zulası var. У Королевы Екатерины где-то есть тайник с золотом, на крайний случай.
ben bu dünyaya Henry gibi adamları korumak için yollanmışım senin gibi adamlardan. Моё предназначение - защищать людей вроде Генри от таких, как вы.
Böyle durumlar çok can sıkıcı olabilir. Такие ситуации могут быть очень сложными.
Yeniden doğmuş gibi hissediyorum, Lauren. Я словно заново родилась, Лорен.
Bugünlerde Kore Yarımadası'da durumlar pek iyi değil. ситуация на корейском полуострове не так устойчива.
Examples of word usage in different contexts are provided solely for linguistic purposes, i.e. to study word usage in a sentence in one language and how they can be translated into another. All samples are automatically collected from a variety of publicly available open sources using bilingual search technologies.
If you find a spelling, punctuation or any other error in the original or translation, use the "Report a problem" option or write to us.

In this section, you can see how words and expressions are used in different contexts using examples of translations made by professionals. The Contexts section will help you learn English, German, Spanish and other languages. Here you can find examples with phrasal verbs and idioms in texts that vary in style and theme. Examples can be sorted by translations and topics.

Learn foreign languages, see the translation of millions of words and expressions, and use them in your e-mail communication.