Sentence examples of "hareket ettiğini" in Turkish

<>
HBM sana kaslarının nasıl hareket ettiğini ve çalıştığını gösteriyor. Böylece egzersizin daha verimli oluyor. Модель человеческого тела показывает, как работают мышцы, и восстановление проходит более эффективно.
Diğer camda bir şeyin hareket ettiğini gördüm sandım. Кажется, я кого-то видела в том окне.
Bahsetmişken, o kutunun içinde neden bir şeylerin hareket ettiğini duymuyorum? Кстати, о них почему я не слышу шума в коробке?
Arabanın nasıI hareket ettiğini bilmen iyi olabilir. Не повредит знать, как устроена машина.
Oleg, adamın bir bürokrat gibi hareket ettiğini söylüyor. Олег сказал, что Аркадий думает, как бюрократ.
Bu da hızlı hareket ettiğini gösterir, yani koşuyor. Это значит, что он быстро двигался, бежал.
Beni uyarırken bu kadar zekice hareket ettiğini düşünüyor muydun? Ты правда посчитал умным ходом предупредить меня об опасности?
Heysem, ışığın düz çizgiler halinde hareket ettiğini keşfetti. Он определил, что свет движется по прямым линиям.
Yurttaş kollektifleri halkı etkileyen konularda tartışmak ve birlikte hareket etmek amacıyla halk toplantıları, komisyonlar ve iş gurupları aracılığıyla çalışmaya devam ediyor. Гражданские сообщества продолжают действовать посредством народных собраний, комиссий и рабочих групп. Это позволяет им обсуждать затрагивающие население страны темы и действовать сообща.
Daniels basketbolun kırsal halkın hemen hemen tümü tarafından basketbol oynanmasına hayret ettiğini söyledi: Дэниелс сказал, что он был поражён, увидев, что в баскетбол играют почти все в сельских общинах:
Oswald yalnız hareket etmiş, benekli elbiseli kız falan. Освальд действовал в одиночку. Девушка в платье в горошек.
Onu buradan götürseniz iyi olur ve Geena'ya uzaklaştırma emrini ihlal ettiğini de söyleyin. В-вам лучше пойди туда и сказать Джине что она собирается нарушить судебный запрет.
Hareket ediyordum ve geri kalan her şey donmuştu. Я двигалась, а всё вокруг словно замерло.
Lalo onu takip ettiğini çoktan bana söyledi, tamam mı? Лало сказал мне, что ты наводил справки о ней.
Peki, o zaman hızlı hareket etmeliyiz. Ну, тогда мы должны двигаться быстро.
Onlara, bana tecavüz ettiğini itiraf ettiğini söyledi. Сказала, что ты сознался в моём изнасиловании.
Çok ama çok hassas hareket etmeliyiz. мы должны действовать очень очень осторожно.
Bay Murray, onu terk ettiğini iddia ediyor. М-р Мюррей утверждает, что вы его бросили.
Ambrose, hareket edebiliyor musun? Эмброуз, вы можете двигаться?
Bir tehlike arz ettiğini düşünmüyorum. Не думаю что она опасна.
Examples of word usage in different contexts are provided solely for linguistic purposes, i.e. to study word usage in a sentence in one language and how they can be translated into another. All samples are automatically collected from a variety of publicly available open sources using bilingual search technologies.
If you find a spelling, punctuation or any other error in the original or translation, use the "Report a problem" option or write to us.

In this section, you can see how words and expressions are used in different contexts using examples of translations made by professionals. The Contexts section will help you learn English, German, Spanish and other languages. Here you can find examples with phrasal verbs and idioms in texts that vary in style and theme. Examples can be sorted by translations and topics.

Learn foreign languages, see the translation of millions of words and expressions, and use them in your e-mail communication.