Sentence examples of "hayal ettiği" in Turkish

<>
O seni insanların sadece hayal ettiği bir aşkla seviyordu. Любила такой любовью, о какой можно только мечтать.
Gazeteciler, politikacı veya danışman olmayı veya saçmasapan televizyon programları sunmayı hayal ettiği sürece? Если репортёры хотят стать политиками или политтехнологами, или вести своё дерьмовое ТВ шоу?
Beni, babası olarak gördüğü Kötü Kral'ın gerçekten de onun hayal ettiği kadar kötü olabileceğine inandıran da buydu. Это было то, что убедил меня что ее отец как злой король на самом деле может быть.
James Foley'in ailesinin neler yaşadığı hayal bile edemem. Я не могу представить, через что должна проходить семья Джеймса Фоули.
Grazia SA bir Afrikalı olmanın ne anlam ifade ettiği hakkındaki düşüncelerini açıkladı ve Afrika ile ilgili 'dokuz bilinmeyen gerçek' adında bir link paylaştı: Мы африканцы не потому, что родились в Африке, мы африканцы потому, что Африка живёт в нас.
Bu halıya saçılmış onca kanı hayal et. Представь море крови на этом самом ковре.
Bugün Lena'nın yardım ettiği kız bu. Эта девушка, которой помогла Лина.
Peter, bu hayal ettiğim en güzel kutlama! Evet. Питер, такой праздник мне и во сне не снился.
Senin annen gösteri devam ettiği sürece yaşamaya devam edecek. Твоя мать жила, потому что шоу всегда продолжалось.
Biriyle bu kadar uzun süre birlikte olabilmeyi hayal edebiliyor musun? Невозможно представить, что кто-то может быть вместе так долго.
Nick'in yardım ettiği bir sürü insan var. К тому же Ник очень многим помог.
Kendi çocuğumuzu burada hayal edip duruyorum. Я представляю с ними нашего малыша.
"Herkesin nefret ettiği şeylere ben de karşıyım." Я против всех тех вещей, которые все ненавидят!
Gittikçe daha kolay olarak; hayal ve gerçeklik geçmiş ve şimdiki zaman arasında sürüklendim. Я дрейфовал между фантазиями и реальностью, между прошлым и настоящим с нарастающим облегчением.
Bana önceden elinde olan ama Başkan Obama gelip yeminini ettiği günden bu yana sahip olamadığın özgürlükleri say. Назовите мне свободы, что у вас были до присяги Обамы, которых у вас нет сейчас.
Üniversiteden beri Roark için çalışmayı hayal etmiştim. Я мечтал работать на Рорка с университета.
Peki ya Greene'lerin sözünü ettiği şu görüşme odaları? А что на счет чатов, о которых рассказывали Грины?
Sadece şunu hayal edebiliyorum: Yerime geçen an itibarı ile istasyonu karıştırıyor. Я могу только воображать, что мой двойник может сотворить на станции.
Bak, bu adamın işkence ettiği bir kadın bulduk. Мы нашли тело женщины, которую этот человек пытал.
Tek seferde tek hayal, başka hayaller etkilenmeden. Только одно воображение, свободное от влияния другого.
Examples of word usage in different contexts are provided solely for linguistic purposes, i.e. to study word usage in a sentence in one language and how they can be translated into another. All samples are automatically collected from a variety of publicly available open sources using bilingual search technologies.
If you find a spelling, punctuation or any other error in the original or translation, use the "Report a problem" option or write to us.

In this section, you can see how words and expressions are used in different contexts using examples of translations made by professionals. The Contexts section will help you learn English, German, Spanish and other languages. Here you can find examples with phrasal verbs and idioms in texts that vary in style and theme. Examples can be sorted by translations and topics.

Learn foreign languages, see the translation of millions of words and expressions, and use them in your e-mail communication.