Sentence examples of "hitap etmek" in Turkish

<>
Malta'ya "güzel hatıralarımın adası" diye hitap etmek istiyorum. Я хочу упомянуть Мальту как "остров счастливых воспоминаний".
Bayan Podolski, mahkemeye hitap etmek ister misiniz? Мисс Подольски. Вы хотели бы обратиться к Суду?
Onlara hitap etmek için başka bir şey düşündünüz mü? А вы не думали придумать для них другое название?
New York halkına hitap etmek bir zevk. Мне приятно сообщить об этом жителям Нью-Йорка.
Yoksa sana kaba davranıp korkunç şekilde hitap etmek zorunda kalırım. Это ужасно грубо, обращаться к вам не по имени.
Ona nasıl hitap etmek istiyorsan iste, onu seviyordun. Называй ее как хочешь, но ты любил ее.
Ülkeyi'de, önce Kenya'ya, sonra Almanya'ya, sonra nihayetinde sığınma hakkı kazandığı ABD'ye terk etmek zorunda kaldı, ancak daha sonra'de öldü. В году он был вынужден покинуть страну, отправившись сначала в Кению, затем в Германию и наконец добрался до США, где он получил политическое убежище и прожил до своей смерти в году.
İstersen bize "baba've" anne "diye hitap edebilirsin. Ты можешь называть нас папой и мамой, если хочешь.
Etmek zorundayım. Bu benim görevim. Приходится, это моя работа.
Bana "Sayın Yargıç" diye hitap etti. Он обратился ко мне "ваша честь".
Her şeyin temiz olduğunu kontrol etmek istiyorlar, değil mi? Они просто проверят, чтобы везде было чисто, да?
Şimdi de suyun adını unutuyorum ve insanlara yanlış isimlerle hitap ediyorum. Теперь я забываю название воды, и называю людей другими именами.
Hani şu filmdeki sürekli dans etmek isteyen karakter gibi. Как персонаж из фильма, который просто хотел танцевать.
Bana bu isimle hitap etme lütfen! Не называй меня так, прошу!
Söz konusu mültecilere yardım etmek olunca deneyimin, paha biçilemez değerini açığa çıkarıyor. Когда речь идет о помощи беженцам, ваш опыт может оказаться просто бесценным.
Ee, patron hanım, sana nasıl hitap edeceğiz? Итак, босс, как нам вас называть по-настоящему?
Bizi yok etmek için bir virüs yaptılar. Они сделали вирус, чтобы уничтожить нас.
O zaman nasıl hitap edeyim? А как мне тебя называть?
Saygısızlık etmek istemem efendim ama kendisi daha en başından beri bu yolculuğa sıcak bakmıyordu. При всём уважении, сэр, он вообще не хотел ехать в это турне.
Umumi yerlerde bana "Albay" diye hitap etsen iyi olur. Будет лучше, если ты будешь меня при всех называть штандартенфюрером.
Examples of word usage in different contexts are provided solely for linguistic purposes, i.e. to study word usage in a sentence in one language and how they can be translated into another. All samples are automatically collected from a variety of publicly available open sources using bilingual search technologies.
If you find a spelling, punctuation or any other error in the original or translation, use the "Report a problem" option or write to us.

In this section, you can see how words and expressions are used in different contexts using examples of translations made by professionals. The Contexts section will help you learn English, German, Spanish and other languages. Here you can find examples with phrasal verbs and idioms in texts that vary in style and theme. Examples can be sorted by translations and topics.

Learn foreign languages, see the translation of millions of words and expressions, and use them in your e-mail communication.