Sentence examples of "için ikna ettim" in Turkish

<>
Daha fazla şey öğrenene kadar geciktirmesi için ikna ettim onu. Я убедил его повременить, пока мы не узнаем больше.
Christie'yi kızımmış gibi bağrıma bastım. Ve babanı da bu evliliği kabul etmesi için ikna ettim. Я приняла Кристи как свою родную дочь, и убедила твоего отца благословить ваш брак.
Arkeologları bir araştırma için ikna ettim ve onlarla gittim. Я надоумила археологов организовать экспедицию и поехала с ними.
Ahlâklı TV programlarına sponsor oluyorlar ve onları film sektörüne girmeleri için ikna ettim. Они спонсируют все наши телепередачи, и я убедил их двинуться в кинобизнес.
Hetson'ı geri dönmen için ikna ettim. Я уговорила Хетсона разрешить тебе вернуться.
Daha hızlı çalış. Bahisçimi buraya gelmesi için ikna ettim. Работай быстрее, я убедила своего букмекера прийти сюда.
Korkarım kuzeninizi biraz daha içmesi için ikna ettim, o da içti. Боюсь, я уговорил вашего кузена выпить чуть больше, чем следовало.
"The Chesapeake" tablosunu patronunun ofisine astırması için ikna ettim. Я убедила его запросить "Чесапик" для кабинета его начальника.
Sullivan, sanırım Dedektif Esposito'yı sana karşı şikayet formu doldurmaması için ikna ettim. Салливан, думаю, я убедил детектива Эспозито не подавать на тебя жалобу.
Onu gemiye gelmesi için ikna ettim. Я уговорил его прибыть на борт.
Onu ifade vermeye ikna ettim! Я уговорил ее дать показания!
Yıldız filosu komutasını bir blokaj için ikna etmek çok zor olmadı. Убедить Командование Звездного Флота в необходимости установления блокады получилось относительно легко.
Uzak ve dağlık bir bölgede olduğuna ve telefonuma bu yüzden cevap veremediğine ikna ettim kendimi artık. Я даже убедила себя, что он в каком-то отдаленном горном регионе, где нет связи.
Kanunları çiğnediğimizi bile bile burada kalmam için ikna mı ettin beni? Ты убедил меня остаться, зная, что мы нарушаем закон?
Birini öne çıkıp tanıklık yapmaya ikna ettim. Я убедил свидетеля дать показания в суде.
Kaptan Janeway'i bu görevin insani olduğu için ikna edebildim. Я убедил капитана Джейнвей, что это гуманитарная миссия.
Evet, onu ilaç almaya ikna ettim. Да, я уговорил её выпить таблетку.
Bak, Ryder'ı bu şansı bana vermesi için ikna etmek yeterince uzun sürdü. Слушай, потребовалось достаточно много времени, чтобы убедить Райдера дать мне шанс.
Dante'yi zar zor ikna ettim, Korsak. Корсак, это я его уговорила свидетельствовать.
Vahşette pek başarılı değilim lakin diğerlerini, benim için vahşet işlemeleri için ikna etmede başarılıyım. Я не слишком-то хорош в насилии, но умею убедить других свершить насилие для меня.
Examples of word usage in different contexts are provided solely for linguistic purposes, i.e. to study word usage in a sentence in one language and how they can be translated into another. All samples are automatically collected from a variety of publicly available open sources using bilingual search technologies.
If you find a spelling, punctuation or any other error in the original or translation, use the "Report a problem" option or write to us.

In this section, you can see how words and expressions are used in different contexts using examples of translations made by professionals. The Contexts section will help you learn English, German, Spanish and other languages. Here you can find examples with phrasal verbs and idioms in texts that vary in style and theme. Examples can be sorted by translations and topics.

Learn foreign languages, see the translation of millions of words and expressions, and use them in your e-mail communication.