Sentence examples of "iyi görünmüyorsun" in Turkish

<>
Bana iyi görünmüyorsun, Scotty. Ты плохо выглядишь, Скотти.
Kel, pek iyi görünmüyorsun. Эй. Келли, паршиво выглядишь.
Bu yüzden filmi çekmeyeceğim, çünkü iyi görünmüyorsun. Я не буду тебя снимать, плохо выглядишь.
Esugei, iyi görünmüyorsun. Тебе плохо, Есугей?
Sen ise çok iyi görünmüyorsun. Ты не так горячо выглядишь.
Bugün hiç iyi görünmüyorsun güzelim. Вы плохо выглядите, милая.
Dennis, hiç iyi görünmüyorsun. Дэннис, выглядишь не очень.
Birader, pek iyi görünmüyorsun. Брат, ты плохо выглядишь.
Ancak aynı zamanda belki bir sonraki yazacağım şeyin de o kadar da iyi olmayacağı konusunda beni biraz korkutuyor. Но в то же время она немного пугает меня, вдруг следующая вещь, которую я напишу, не будет настолько хорошей.
Bir ölüye göre fena görünmüyorsun. Ты неплохо выглядишь для трупа.
Atnaf gibi genç birinin söndürülen hayâllerinin acı gerçekliği en iyi şekilde bu yazıyla ortaya koyuluyor: Грустная реальность подавленных устремлений кого - то такого молодого, как Атнаф, лучше всего отражена в этом посте:
Genç bir sonradan görme sözleşmemizi çalıyor, sense hiç endişeli görünmüyorsun. Молодой выскочка крадет наш устав, но ты не кажешься обеспокоенным.
Bir kere bir adama sinir atmak için silahla ateş etmeyi sevdiğimi söyledim, ama o da Suriyeli olarak evraklarımızda iyi görünmez diye boş vermemizi önerdi. Я однажды предложила одному парню, который мне нравился, пойти пострелять, чтобы выпустить злость, но он сказал, что лучше не стоит, так как это может отразиться на наших сирийских документах.
Sen de fena görünmüyorsun. Ты выглядишь не хуже.
Bu, ailelerin çocuklarını iyi yetiştirdiğini gösteriyor: Это служит доказательством того, что родители хорошо воспитали своих детей:
O kadar farklı görünmüyorsun. Ты не кажешься другой.
Ankette, sadece yüzde'lik kısım "iyi veya çok iyi" derken, Eyalet seçmenlerinin yüzde'u hükümeti "kötü veya çok kötü" şeklinde değerlendirdi. В ходе опроса, процентов избирателей оценили его работу в правительстве как "плохо или очень плохо", только процентов ответили "хорошо или очень хорошо".
Şimdi o kadar büyük görünmüyorsun, değil mi? Теперь ты уже не выглядишь большим, верно?
Afgan aileleri çocuklarından hep en iyiyi beklerler ve mesele, çocuklarına bir yerlerde bir başkasının daha iyi şeyler yaptığını söylemeye gelince hiç bir şansı kaçırmazlar. Афганские родители очень требовательны по отношению к своим детям и никогда не упускают случая, чтобы напомнить им: всегда есть кто - то, кто преуспел больше.
Düşündüğüm kadar şaşırmış görünmüyorsun. А ты не удивился.
Examples of word usage in different contexts are provided solely for linguistic purposes, i.e. to study word usage in a sentence in one language and how they can be translated into another. All samples are automatically collected from a variety of publicly available open sources using bilingual search technologies.
If you find a spelling, punctuation or any other error in the original or translation, use the "Report a problem" option or write to us.

In this section, you can see how words and expressions are used in different contexts using examples of translations made by professionals. The Contexts section will help you learn English, German, Spanish and other languages. Here you can find examples with phrasal verbs and idioms in texts that vary in style and theme. Examples can be sorted by translations and topics.

Learn foreign languages, see the translation of millions of words and expressions, and use them in your e-mail communication.