Sentence examples of "izin verirsem" in Turkish

<>
Eğer insanların "Jonas Stern aklını kaçırıyor" demesine izin verirsem, Allah belamı versin. Будь я проклят, если я позволю людям думать, будто Джонас Стерн теряет рассудок!
Tabii bebeğimi almanıza izin verirsem. Если я отдам вам ребенка.
Bir başka konu ise internete yüklenen içerikler ile ilgili topluluk haklarıydı, aktivistlerin yaşlılardan veya başkanlardan izin alması veya almaması gerektiği, hangi koşullarda olacağı ve açık lisansların konuya nasıl dahil olabileceği idi. В центре другой дискуссии оказались права местных общин на размещаемый в интернете контент: должны ли интернет - активисты спрашивать разрешения у старейшин и лидеров общин, и если должны, то в каких именно случаях, и какую роль в урегулировании подобных вопросов смогло бы сыграть использование свободных лицензий.
Eğer buna bir son verirsem daha iyi olacaksın. Будет лучше, если я положу этому конец.
Laneti kırmam için yapmam gereken büyüyü gerçekleştirmeme ruhlar izin vermeyecektir. Духи не позволят мне колдовать, я должна снять проклятие.
Hayatım, eğer sana o parayı şimdi verirsem onun dediğine göre sana da bana da kötü şans getirecek. Дорогая, если я дам деньги сейчас, она говорит, они навредят и тебе, и мне.
Boş kargo ambarlarından birini botanik bahçesine çevirmek için izin istiyorum. Я бы хотел попросить разрешение переделать пустой склад в оранжерею.
Peki sana verirsem bulabilecek miyim? Но если отдам ее вам...
Sen de herşeyin onunla ölmesine izin mi verdin? Ты позволишь всему этому умереть вместе с ней?
Kesinlikle söz veriyorum. Ve eğer soğuk füzyonu başaracağıma söz verirsem belki bana Nobel de verir. И может он даст мне Нобелевскую премию, если я пообещаю разработать технологию холодного синтеза.
Dışarı çıkmama izin ver. Отпусти меня. Не могу.
Eğer sana gerçek öngörüleri verirsem,.. sahnede tekrar etmeyeceğine söz verir misin? Если я дам тебе реальные прогнозы, обещаешь не говорить их на сцене?
Kaçmasına izin verme, polis kız. Не дай ей уйти, офицер.
Hey, dinle, eğer onu sana verirsem gider misin? Слушай, ты улетишь, если я отдам тебе это?
Götverenin paçayı kurtarmasına izin mi vereceksin? Собираешься позволить этому засранцу снова вывернуться?
Eğer, bir daha evlenmeye karar verirsem, öldürün beni. Если я когда-нибудь решу снова выйти замуж, убейте меня.
Hayır. En iyi annelerin, kızlarının araba kullanmasına izin verdiğinden eminim. Нет, я уверена, лучшие мамы позволяют дочерям водить машину.
Ve papaz buna izin vermiyordu. И священник не допустил этого.
Elbette başka birinin benim zevkimi kıskanmasına izin veremem. Я бы не позволил никому завидовать моему удовольствию.
İkisinin de kaçmasına izin verdim. И я позволим обеим уйти.
Examples of word usage in different contexts are provided solely for linguistic purposes, i.e. to study word usage in a sentence in one language and how they can be translated into another. All samples are automatically collected from a variety of publicly available open sources using bilingual search technologies.
If you find a spelling, punctuation or any other error in the original or translation, use the "Report a problem" option or write to us.

In this section, you can see how words and expressions are used in different contexts using examples of translations made by professionals. The Contexts section will help you learn English, German, Spanish and other languages. Here you can find examples with phrasal verbs and idioms in texts that vary in style and theme. Examples can be sorted by translations and topics.

Learn foreign languages, see the translation of millions of words and expressions, and use them in your e-mail communication.