Sentence examples of "izin vermek" in Turkish

<>
Geçmeme izin vermek zorundasınız. Вы должны пропустить меня.
Çocuğunun dolaşmasına izin vermek için iyi bir zaman değil. Не лучшее время, чтобы позволять своему ребенку бродить.
Yapacağımız şey, Roma'nın yanmasına izin vermek olacak. Что мы делаем? Мы позволим сжечь Рим.
Erdemliliğin para kazanmaya engel olmasına izin vermek... Позволить морали встать на пути делания денег...
Neal'ın gitmesine izin vermek zorundaydın. Ты должен был отпустить Нила.
Ivy gelmeme izin vermek konusunda oldukça gönülsüzdü. Айви не хотела, чтобы я приходила.
Burada kalmana izin vermek aptallıktı. Зря я позволил тебе остаться.
Ve birinin içeri girmesine izin vermek hayatınız boyunca inşa ettiğiniz duvarları yıkmak anlamına gelir. И впуская кого-то в душу, мы разрушаем стены, что строили всю жизнь.
Gelecekteki hayranlarının hayal kırıklığına uğramasına izin vermek istemezsin. Ты же не хочешь расстроить своих будущих поклонников.
Başkasının girişine bağlanmasına izin vermek için ona güvenmek gerekir. Чтобы снова связаться с кем-то, надо доверять ему.
Polisin tavrı yaşamak ve yaşamasına izin vermek yönünde. Принцип полиции: живи и дай жить другим.
Böyle dengesiz birinin bıçakla oynamasına izin vermek akıllıca mı? А это разумно? Позволять дрожащим рукам играть ножом?
Bu savaşı kazanmanın tek yol onun kazanmasına izin vermek. Эту войну можно выиграть только одним способом. Проиграть её.
Gitmeme izin vermek istememe sebebini anlayabiliyorum. почему ты не хочешь отпускать меня.
Bu bir köpeğe senin ağızından su içmesini izin vermek gibi. Это как разрешить собаке выпить воды у тебя изо рта.
Bir fırsatın geçmesine izin vermek istemedim. Я не хотел упустить эту возможность.
Kızımızın yaşında bir diva ve bir kaç cazcı adamla gitmesine izin vermek verdiğimiz en iyi karardı. Позволить нашей дочери путешествовать с -летней дивой и странными музыкантами было лучшим решением в нашей жизни.
Bu kadar yaraliyken gitmesine izin vermek en iyisi. Если он завелся, лучше позволить ему уйти.
Bacak aranı bir çok defa tekmelemesine izin vermek zorunda mıydın? Тебе обязательно было давать им бить столько раз между ног?
Seni kullanmasına izin vermek. Давать ему пользоваться тобой.
Examples of word usage in different contexts are provided solely for linguistic purposes, i.e. to study word usage in a sentence in one language and how they can be translated into another. All samples are automatically collected from a variety of publicly available open sources using bilingual search technologies.
If you find a spelling, punctuation or any other error in the original or translation, use the "Report a problem" option or write to us.

In this section, you can see how words and expressions are used in different contexts using examples of translations made by professionals. The Contexts section will help you learn English, German, Spanish and other languages. Here you can find examples with phrasal verbs and idioms in texts that vary in style and theme. Examples can be sorted by translations and topics.

Learn foreign languages, see the translation of millions of words and expressions, and use them in your e-mail communication.