Sentence examples of "kabul etmeye" in Turkish

<>
Kabul etmeye öyle istekliydim ki. Я едва не ответила да.
Ned'in hareketinin, duygularınızı derinden etkilediğini biliyorum, ama bunu kabul etmeye utanıyorsunuz. Я знаю, вы глубоко тронуты поступком Неда, но стыдитесь это признать.
Eğer böyle bir şey olduysa, Hexenbiest olmayı kabul etmeye başlıyor demektir. Если это случилось, значит, она начинает принимать свою новую сущность.
İşi kabul etmeye karar verdi demek. Так она решила согласиться на работу.
Bu kabul etmeye hazır olduğun bir sadakat mi, evladım? Готов ли ты взять на себя такую ответственность, сынок?
Buraya sayın elçi adına özrünüzü kabul etmeye geldim. Он хотел бы передать послу Турции ваши извинения.
Bu yönetmeliklere göre şirketin kurucusu olarak yönetim kuruluna dördüncü bir kişiyi kabul etmeye tek taraflı bir hakkın var. Согласно уставу компании, ты, как основатель, обладаешь правом в одностороннем порядке ввести четвёртого члена правления.
İstifanı kabul etmeye karar verdim. Я решил принять твою отставку.
Aşırı iyi bir erkek arkadaşın olduğu fikrini kabul etmeye gönlüm elvermiyor sadece. Просто не хочу признавать идею, что у тебя слишком классный парень.
Anlaşmayı kabul etmeye ikna eden bendim. Я убедила тебя согласиться на сделку.
Böylece, bilgisayarı zehirli DNS sunucusuna bağlanan bir kullanıcı, orijinal olmayan bir sunucudan gelen içeriği kabul etmeye kandırılır ve kötü niyetli içeriği bilmeden indirir. Пользователь, чей компьютер ссылается на отравленные DNS-сервер обманом получает контент, поступающий от неавторизованного сервера и неосознанно загружает вредоносный контент.
Ekim'de eylemcilerin baskısı üzere Kırgız parlamentosu, kız - kaçırma'ya karşı yedi yıl hapis cezasını öngören yasayı kabul etti. октября под давлением активистов, парламент страны принял законопроект, согласно которому похищение невесты наказывается годами тюремного заключения.
Bir silahla intihar etmeye kalkmıştım. Я пытался сделать это пистолетом.
Ancak, gelenek sadece iki tarafın da kabul etmesi sonucunda gelenek olabilir. Но традиция тогда станет традицией, когда обе стороны согласны.
Sadece Ezra'ya yardim etmeye çalisiyoruz. Мы просто пытались помочь Эзре.
Tüm bunların senin suçun olduğunu kabul edemiyorsun. - Benim suçum mu? Ты не хочешь признать, что всё это случилось по твоей вине.
Sadece diğer Seraf'ı bulmak istiyoruz ki hepinizin bedenindeki kutsal metni tercüme etmeye yardım edebilelim. Мы лишь хотим найти другого Серафима, чтобы перевести священные письмена на ваших телах.
Anne'i Kraliçe olarak kabul etmeli! Он должен признать королеву Анну.
Bu adamlara yardım etmeye çalıştım. Konu hakkında hiçbir şey... Я просто помогала ребятам Я ничего не знаю о...
Tanrı seni kabul etsin ve kutsasın. Да примет Вас Господь и сохранит!
Examples of word usage in different contexts are provided solely for linguistic purposes, i.e. to study word usage in a sentence in one language and how they can be translated into another. All samples are automatically collected from a variety of publicly available open sources using bilingual search technologies.
If you find a spelling, punctuation or any other error in the original or translation, use the "Report a problem" option or write to us.

In this section, you can see how words and expressions are used in different contexts using examples of translations made by professionals. The Contexts section will help you learn English, German, Spanish and other languages. Here you can find examples with phrasal verbs and idioms in texts that vary in style and theme. Examples can be sorted by translations and topics.

Learn foreign languages, see the translation of millions of words and expressions, and use them in your e-mail communication.