Sentence examples of "kadar yükseğe" in Turkish

<>
Peki Stannis'in atları ne kadar yükseğe zıplayabiliyor? И как высоко могут прыгать лошади Станниса?
Kendi başına ilk kez bu kadar yükseğe çıkıyor. Она впервые забралась на такую высоту в одиночку.
Koşup hızlanmadan o kadar yükseğe zıplamana imkan yok! Ты не мог прыгнуть так высоко без разгона!
Bu kadar yükseğe nasıl çıkabiliyor? Как он взлетел так высоко?
O kadar yükseğe kaldırmak için en azından üç adam gerekmiştir. Чтобы поднять её так высоко нужно не менее трёх человек.
Aniden büyük beylerden biri o kadar yükseğe sıçradı ki topu havada armut toplar gibi tuttu. Совершенно неожиданно один высокий джентльмен так высоко подпрыгнул что просто выхватил эту штуку из воздуха.
Rick atla diyor, o da ne kadar yükseğe atlayacağını merak ediyor. Рик скажет "прыгай", а он уточнит, как высоко.
Sana "zıpla" dediğimde. "Ne kadar yükseğe?" Diyeceksin. Когда я говорю "Прыгай", ты говоришь "Как высоко?"
Annie seni çıkarabileceği kadar yükseğe çıkardı. Энни вытянула тебя, куда могла.
Ne kadar yükseğe uçabilirsin? Насколько высоко можно взлететь?
Ne kadar yükseğe sıçrayabilirsin? Как высоко ты можешь прыгнуть?
Ancak aynı zamanda belki bir sonraki yazacağım şeyin de o kadar da iyi olmayacağı konusunda beni biraz korkutuyor. Но в то же время она немного пугает меня, вдруг следующая вещь, которую я напишу, не будет настолько хорошей.
Pekâlâ, daha yükseğe. Ладно, выше. Выше.
Bir İngiliz vatandaşı ve futbol taraftarı olarak, dünyanın her köşesinde kitlesel olan futbola nispeten Filipinler'de basketbolun bu kadar rağbet gördüğü konusunda her zaman şaşmışımdır. Как англичанин и фанат футбола, я всегда немного удивлялся, почему баскетбол настолько здесь популярен, в отличие от футбола, который широко распространён в остальной части мира.
Çok yükseğe çıkmam gerekmeyecekse bu yapılabilir bir şey. Güzel. Я смогу, если не нужно подниматься слишком высоко.
Bazıları üniformalı insanlardan o kadar korkuyor ki bilmediği şeyleri bile itiraf ediyor. Другие настолько боятся людей в униформе, что они признаются в чем угодно.
Hatta daha yükseğe çıkmamız gerek. И нужно подняться ещё выше.
Karayip dili, örneğin, sorgulamadan kabul ettiğimiz İrlanda ve İskoç dili kadar belirgin ve kolayca anlaşılabilir bir dildir. Я не пишу в блог на постоянной основе, однако мне было важно начать его, чтобы сделать писательство центральной частью моей жизни.
Evet, daha yükseğe. Вот так, выше.
Katılımcılar $, 000'a kadar bursa başvurabileceklerdir. Заявители имеют право получить грант в сумме до долларов США.
Examples of word usage in different contexts are provided solely for linguistic purposes, i.e. to study word usage in a sentence in one language and how they can be translated into another. All samples are automatically collected from a variety of publicly available open sources using bilingual search technologies.
If you find a spelling, punctuation or any other error in the original or translation, use the "Report a problem" option or write to us.

In this section, you can see how words and expressions are used in different contexts using examples of translations made by professionals. The Contexts section will help you learn English, German, Spanish and other languages. Here you can find examples with phrasal verbs and idioms in texts that vary in style and theme. Examples can be sorted by translations and topics.

Learn foreign languages, see the translation of millions of words and expressions, and use them in your e-mail communication.