Sentence examples of "kaldım" in Turkish

<>
Ama şu son durumda başka bir şey ayarlamak zorunda kaldım. Но теперь, учитывая обстоятельства, мне пришлось сменить планы.
Yeni arkadaşlarını isteyerek bırakmakta pek gönüllü görünmüyordun ben de doğaçlama yapmak zorunda kaldım. Ты не был склонен бросать своих дружков по доброй воле, пришлось импровизировать.
Umursuyorum ama zaten bir "İşe geç kaldım". durumu var. Bu yüzden, hadi sallanma. Меня это волнует, правда я уже опаздываю на работу, так что давай, рассказывай быстрее.
Bak, Garrison, karım evde bir penis istemedi, ben de dışarı çıkartmak zorunda kaldım! Ну, моя жена не хотела, чтобы член оставался в доме. Мне пришлось его выгнать.
Bu yüzden. bölgeye transfer oldum ve üniformalı olarak kaldım. Поэтому я перевелся в участок и остался в форме.
Ancak genel bir ulaşım grevi sebebiyle, bir otelde konaklamak zorunda kaldım. Но из-за всеобщей забастовки на транспорте я был вынужден остановиться в отеле.
27 Kasım günü gece yatağıma gittiğimde kör kedimi kucağıma aldım ve ona şunu dedim. "Bu dünyada seninle ben yalnız kaldık". Ama iki gün sonra kör kedim öldü ve yapayalnız kaldım. Двадцать седьмого ноября, перед тем как идти спать, я обняла свою слепую кошку и сказала ей: "Мы с тобой остались одни в этом мире". Но через два дня слепая кошка умерла, и я осталась одна.
Kilit geçersiz kılmak için otelin kodunu kullanmak zorunda kaldım. Мне пришлось использовать код отеля, чтобы открыть замок.
Bu pantolonu erkekler bölümünden almak zorunda kaldım. Пришлось купить эти штаны в мужском отделе.
Ben geç kaldım özür dilerim, ben sadece emin olmak istedim Baban her şeyi anladı. Жаль, что я опаздываю, я просто хотел убедиться, Ваш папа все понял.
Ama senin güzel, genç bir kızla Fox Hill'den çıkışını duymak zorunda kaldım. Но мне пришлось слушать, как ты вываливался из клуба с какой-то девушкой.
Bir tane Sahadaki Ajan özel istek değerlendirme formu doldurmak zorunda kaldım. Мне пришлось заполнить специальную форму "об оценке полевого офицера".
Chuck, bugün polisin sen zannettiği bir cesedi teşhis etmek zorunda kaldım. Чак, сегодня мне пришлось опознавать тело, которое полиция считала твоим.
Hannah'yla olan bazı planlarımı iptal etmek zorunda kaldım. Пришлось отменить некоторые планы на вечер с Ханной.
Onu kovmak zorunda kaldım çünkü ciddi Kural ihlalleri karşısında sadece uyarı ile yetiniyordu. Мне пришлось его уволить, он выдавал просто предупреждения на очень серьезные нарушения.
Eve gelmek için iki blok yürümek zorunda kaldım. Пришлось пройти два квартала, чтобы попасть домой.
Grand Tour yapmaya başlayınca karar verdim. Dışarı çıkıp değiştirmek zorunda kaldım, Ve bunu nasıl düzgün yapacağınızı öğrenirler. Так что, когда мы начали делать "Grand Tour", мне пришлось научиться делать это правильно.
Examples of word usage in different contexts are provided solely for linguistic purposes, i.e. to study word usage in a sentence in one language and how they can be translated into another. All samples are automatically collected from a variety of publicly available open sources using bilingual search technologies.
If you find a spelling, punctuation or any other error in the original or translation, use the "Report a problem" option or write to us.

In this section, you can see how words and expressions are used in different contexts using examples of translations made by professionals. The Contexts section will help you learn English, German, Spanish and other languages. Here you can find examples with phrasal verbs and idioms in texts that vary in style and theme. Examples can be sorted by translations and topics.

Learn foreign languages, see the translation of millions of words and expressions, and use them in your e-mail communication.