Sentence examples of "kalmış" in Turkish

<>
Dünyada sadece iki tür insan kalmış. На земле осталось два типа людей.
Ama o zaman bu yatakta sonsuza dek kalmış olurduk. Но тогда мы бы остались в этой постели навеки.
Şahsen, ben susadım ve burası açık büfe yani demem o ki; sana kalmış. Лично, я хочу пить, а напитки тут бесплатные, так что решать тебе.
Yaşam tarzları özgün kalmış ve geleneksel giysileri ile aksesuarları, her fotoğrafçı ve tasarımcının ilgisini çekecek türden. Их образ жизни остается уникальным, а их традиционные одежды и украшения являются предметом восхищения любого фотографа и дизайнера.
Ama sen ve ben yaptığımızda sanki boktan bir çizgi romana kısılıp kalmış gibi oluyoruz. Дошло дело до нас, и, как будто вляпались в какой-то сраный мультфильм.
Bir yerde tek başına kalmış bir kilit olması gerekiyor. Böylece toplam olmuş olacak. Где-то должно быть ещё одно отверстие, иначе не получается число сто один.
Sana kalmış bir şey değil bu tatlım. Солнышко, от тебя это не зависит.
O plağın tüm izlerini başarılı bir şekilde ortadan kaldırmıştım ama hâlâ yarım kalmış bir iş vardı. Я довольно неплохо справился с устранением всех следов той пластинки, но оставался еще один момент.
Einstein, 1920ler "e kadar, inanılmaz derecede üretken bir bilim insanı olarak kalmış, en önemli çalışmalarını ise, 1914" te Marić "den ayrılmasının üzerinden epey zaman geçtikten sonra ortaya çıkartmıştır. Эйнштейн остался весьма плодотворным ученым в 1920-е годы, долгое время придавая работе приоритетное значение после разрыва с Марич в 1914 году.
Sistemin bütünüyle çökmesine sadece birkaç ay kalmış durumda. Системе осталось всего несколько месяцев до полного отказа.
Ama zaman içinde sağlıklı ve besili olanların hepsi avlanmış sadece zayıf ve hastalıklı olanlar kalmış. Но вскоре охотники выбили всех здоровых и жирных животных и остались только больные и слабые.
Ama aynı zamanda da bir sınırı yoktur. O yüzden onu nasıl kullanacağın sana kalmış. Но у неё нет никаких ограничений, поэтому тебе решать, как её использовать.
Evrende sadece üç kişi kalmış ve sen diğer ikisine yalan söylüyorsun. Лишь три человека осталось во вселенной. И ты лжешь двум остальным.
Examples of word usage in different contexts are provided solely for linguistic purposes, i.e. to study word usage in a sentence in one language and how they can be translated into another. All samples are automatically collected from a variety of publicly available open sources using bilingual search technologies.
If you find a spelling, punctuation or any other error in the original or translation, use the "Report a problem" option or write to us.

In this section, you can see how words and expressions are used in different contexts using examples of translations made by professionals. The Contexts section will help you learn English, German, Spanish and other languages. Here you can find examples with phrasal verbs and idioms in texts that vary in style and theme. Examples can be sorted by translations and topics.

Learn foreign languages, see the translation of millions of words and expressions, and use them in your e-mail communication.