Sentence examples of "karar verirsen" in Turkish

<>
İşte bu yüzden eğer bunun bir parçası olamayacağına karar verirsen, anlarım. Поэтому, если ты решила не участвовать в этом, я понимаю.
Eğer tezini bitirmeye karar verirsen yardım etmekten memnuniyet duyarım. Если решишь дописать диссертацию, я буду рад помочь.
eğer gitmeye karar verirsen, dualarımız seninle birlikte. Если ты решишь уйти, я тебя благословлю.
İkimiz de biyolojik ailenin mektubuna nasıl bir cevap yazacaksın onu düşünelim tabii cevap vermeye karar verirsen. Давай вместе подумаем, как ты ответишь на письмо твоих родителей, если решишь им написать.
Benimle birlikte gelmeye karar verirsen, biliyorsun ki birçok şeyi geride bırakacaksın. Если ты решишь поехать со мной, тебе со многим придётся расстаться.
Tek amacım yarın trene binmeye karar verirsen Carlton'a uğra, ona meşgul olduğunu söyledim. Если ты решишь завтра уехать например в Карлтон. Я скажу ему что ты занят.
Beni aday göstermeye karar verirsen, bunu anlarım. Если ты решишь выдвинуть меня, я пойму.
Ama neye karar verirsen ver, sağlam dur ve kendini savun. Но что не решишь, будь решительным и стой на своем.
Şehirde kalmaya karar verirsen ara. Eminim kızlar seni gördüklerine sevineceklerdir. Ну, захочешь пожить у нас в городе - звони.
Ya da senin, Eğer okula dönmeye karar verirsen diye. Или твое, если ты решишь вернуться обратно в школу.
Katılmaya karar verirsen, Leigh'in gönderdiğini söyle ki ben de iki ay bedava kazanayım. Если пойдете, скажите, что от Ли. Я за это получу абонементы бесплатно.
Çocuklar atalarının ayak izlerini takip edip zengin kültürlerini koruyacaklar mı - gelecek karar verecek. Пойдут ли молодые по следам своих предков и сохранят ли богатую культуру, решит будущее.
Onun için izin verirsen, lütfen. так что - прости, пожалуйста.
Facianın. yıl dönümünde bir grup Polonyalı maceraperest, Çernobil santralinden kilometre uzak hayalet kasaba Pripyat'ta ışıkları tekrar açmaya karar verdiler. Несколько недель назад, в канун годовщины катастрофы, группа польских авантюристов решила включить свет в городе - призраке Припять, который расположен в трех милях от Чернобыльского реактора.
İzin verirsen, burası dışında herhangi bir yerde olmalıyım. Прошу извинить, но я хочу быть подальше отсюда.
Çökmüş ekonomi ile yüzleşmek zorunda kalan üç işsiz mimar ise şehri terk etmeyi reddediyor ve sıradışı bir yürüyüş turu acentası açmaya karar veriyorlar - Porto, genel durum, iyisi ve kötüsü: Mimari, Tarih, Politika, Şehircilik, Yavaş Gıda ve Söylentiler Sizlere caddeleri, terk edilmiş binaları, meydanları, karanlık arka sokakları, eski pazarları, baharatlı petiscos'ların ucuz "tascas" larını ve hepsinin arkasındaki hikayeleri göstereceğiz ve çok taraflı bakış açılarından mükemmel sohbetler edeceğiz. Три безработных архитектора перед лицом внезапного экономического разрушения отказались покинуть город и решили открыть невероятное агентство прогулочных туров, чтобы показать Порто с обеих сторон, хорошей и плохой: архитектура, история, политика, городская жизнь, кафе и рестораны, легенды... Мы покажем вам аллеи, брошенные здания, площади, небольшие улочки, старые рынки, недорогие забегаловки с острыми португальскими закусками, расскажем истории, связанные с этими местами.
Güvenlik kodlarını ne kadar çabuk verirsen bu da o kadar çabuk biter. Чем раньше ты дашь мне коды доступа, тем быстрее мы закончим.
Dubai'de bayan sürücülerin oluşturduğu bir grup var ve muhabir Amanda Fisher onlarla biraz zaman geçirmeye karar verdi. Здесь их целая группа, и репортер Аманда Фишер решила поездить с ними.
Bana bir şeyler verirsen başka tabii. Если ты мне ничего не дашь.
Orta karar bir yer yapsan meşru yoldan para kazanabilirsin. Если делать что-то сносное, может и получиться. Законно.
Examples of word usage in different contexts are provided solely for linguistic purposes, i.e. to study word usage in a sentence in one language and how they can be translated into another. All samples are automatically collected from a variety of publicly available open sources using bilingual search technologies.
If you find a spelling, punctuation or any other error in the original or translation, use the "Report a problem" option or write to us.

In this section, you can see how words and expressions are used in different contexts using examples of translations made by professionals. The Contexts section will help you learn English, German, Spanish and other languages. Here you can find examples with phrasal verbs and idioms in texts that vary in style and theme. Examples can be sorted by translations and topics.

Learn foreign languages, see the translation of millions of words and expressions, and use them in your e-mail communication.