Sentence examples of "masum olduğuna" in Turkish

<>
Jürileri, suçlu insanların masum olduğuna inandıran insanım ben. Я могу убедить присяжных, что виновные люди невиновны.
Teşekkür ederim. Eğer bu bir teselli olacaksa, masum olduğuna inanıyorum. Я верю в его невиновность, если от этого станет легче.
Bak, Terry Kucik'in masum olduğuna ikna olmuş değilim. Слушай, я не убежден в невиновности Терри Кьюсика.
Masum olduğuna inanıyor musun, John? Evet. Ты веришь, что он невиновен, Джон?
Suçlu bulunan mahkumlar günlerinin yarısını insanları masum olduğuna ikna etmeye çalışmakla geçirirler. Лана, осужденные убийцы постоянно пытаются убедить других, что они невиновны.
Bak Lawrence birilerinin onun masum olduğuna inanmasına çok sevindi. Лоренс рад, что кто-то верит в его невиновность.
Tom Mary'nin masum olduğuna beni ikna etti. Том убедил меня, что Мария была невиновна.
Gülümsemeleri nadide ve masum. Их улыбки совершенны и невинны.
Robot olduğuna inanamıyorum. - Gerçek gibi. Поверить не могу, что она робот.
Bu masum hayatları kurtarmakla alakalı. А в спасении невинных жизней.
Onun bir işitme cihazı olduğuna emin misin? Ты уверен, что это слуховой аппарат?
Bu masum oldukları halde hapishanede tutulan müşterimizle ilgili. Дело в невиновных людях, сидящих в тюрьме.
Ayrıca, Pasifik Okyanusu'nun altında konuşlanmış doktorlar olduğuna ve özel konuşmalarını radio yayınlarıyla dinleldiklerine inanıyor. Она также думает, что есть доктора под Тихим океаном, Слушающие радиопередачи её разговоров.
Yargıç Randall'ı masum kurban olarak göstermek için her şeyi yapacaklar. Они сделают все, чтобы представить судью Рэндалла невинной жертвой.
Bunun Belediye Başkanı'nın oğlu olduğuna inanabiliyor musun? Можешь поверить, что он сын мэра?
O masum değil miydi? Разве он не невиновен?
Uzak ve dağlık bir bölgede olduğuna ve telefonuma bu yüzden cevap veremediğine ikna ettim kendimi artık. Я даже убедила себя, что он в каком-то отдаленном горном регионе, где нет связи.
Sen masum bir çocuktun. Ты был невинным младенцем.
Neden aklı başında her insanın imkansız olduğunu bildiği bir şeyin doğru olduğuna inandınız? Почему вы хотели верить в то, что любой здравомыслящий человек сочтёт невозможным.
Masum bir şekilde içkimi dolduruyordum ben. Я невинно наполняла бокал. Ну прости.
Examples of word usage in different contexts are provided solely for linguistic purposes, i.e. to study word usage in a sentence in one language and how they can be translated into another. All samples are automatically collected from a variety of publicly available open sources using bilingual search technologies.
If you find a spelling, punctuation or any other error in the original or translation, use the "Report a problem" option or write to us.

In this section, you can see how words and expressions are used in different contexts using examples of translations made by professionals. The Contexts section will help you learn English, German, Spanish and other languages. Here you can find examples with phrasal verbs and idioms in texts that vary in style and theme. Examples can be sorted by translations and topics.

Learn foreign languages, see the translation of millions of words and expressions, and use them in your e-mail communication.