Sentence examples of "nadir görülen" in Turkish

<>
Nadir görülen bir tipmiş. Какой-то редкий вид рака.
Nadir görülen bir hastalığa çare bulmak. Найти лекарство от крайне редкой болезни.
Bu benim odamda çok nadir görülen bir şey. Спать, надеюсь. Здесь мне это редко удается.
Agostini çok nadir görülen bir örnek. И Агостини - редкий тому пример.
Kanınızda nadir görülen bir madde var. Группа Вашей крови, настолько редкая...
Gerçekten çok nadir görülen bir hastalıkla ilgili. Речь идет об одной очень редкой болезни.
Hem bilge hem genç olmak nadir görülen bir şey ama olunca da tam oluyor. Можно быть мудрым и юным. Это необычное сочетание, и такие случаи очень волнительны.
Bu oldukça nadir görülür, kan basıncın tavan yapar ve alfa blokörlerle tedavi edilir. Это очень редкая болезнь, она вызвает сильные скачки давления - и лечится альфа-блокаторами.
Sandığınız kadar az görülen bir şey değildir. Ну это не такая уж и редкость.
Senin durumundaki bir çocuğun anne ve babasının hayatta olması nadir bir durum. Да. Тебе повезло, редкость - в твоей ситуации иметь обоих родителей.
Evet tatlım, bende ender görülen bir durum var. On beş dakikada bir bunlardan içmem gerek, lütfen. Да, дорогая, у меня есть редкая болезнь, обязывающая пить это каждые пятнадцать минут, пожалуйста.
Gün boyu da uyuduğu için kendisini çok nadir görüyorduk. Так как она отсыпалась днем, виделись мы редко.
Hastada görülen benzersiz bir deri rahatsızlığı ışığa karşı aşırı hassasiyet şeklinde ortaya çıkıyor. Пациентка страдает редким воспалением кожи, которое проявляется в исключительной чувствительности к свету.
İnternetten, nadir bulunan bir Gouda peyniri bile buldum. Я даже нашла редкий сорт сыра "Гауда".
Görülen o ki hiç değişmemişsin. Ты явно совершенно не изменился.
En nadir ve en zor disiplin. Самая редкая и самая сложная способность.
Bu defa yaptın belki de. Bu hala, kasetteki sesin neden Mısırlıların hiyerogliflerinde görülen bir dili kullandığını açıklamıyor. И всё равно это не объясняет, почему этот голос говорит на языке, который предшествовал египетским иероглифам.
Biliyorum bu özellikler İsveç'te pek nadir değil. Знаю, это не редкость в Швеции.
Az görülen bir hastalık değil mi? Болезнь считается очень редкой, верно?
Öyleyse bu nadir andan istifade edeyim. Soylu konuklarımızı şereflendirmek için. Я воспользуюсь этим редким моментом, и представлю почётных гостей.
Examples of word usage in different contexts are provided solely for linguistic purposes, i.e. to study word usage in a sentence in one language and how they can be translated into another. All samples are automatically collected from a variety of publicly available open sources using bilingual search technologies.
If you find a spelling, punctuation or any other error in the original or translation, use the "Report a problem" option or write to us.

In this section, you can see how words and expressions are used in different contexts using examples of translations made by professionals. The Contexts section will help you learn English, German, Spanish and other languages. Here you can find examples with phrasal verbs and idioms in texts that vary in style and theme. Examples can be sorted by translations and topics.

Learn foreign languages, see the translation of millions of words and expressions, and use them in your e-mail communication.