Sentence examples of "olduğuna" in Turkish

<>
Ayrıca, Pasifik Okyanusu'nun altında konuşlanmış doktorlar olduğuna ve özel konuşmalarını radio yayınlarıyla dinleldiklerine inanıyor. Она также думает, что есть доктора под Тихим океаном, Слушающие радиопередачи её разговоров.
Neden aklı başında her insanın imkansız olduğunu bildiği bir şeyin doğru olduğuna inandınız? Почему вы хотели верить в то, что любой здравомыслящий человек сочтёт невозможным.
Daniel, Mótel'in oğlu, tatilde olduğuna dair söz verdi. Даниэль, сын Мотеля, сообщил что он в отпуске.
Sonra da kayıplara karıştı. Onun var olduğuna bile inanmıyorsunuz, bu yüzden... Затем она исчезла, и Вы не верите, что она существует.
Walter, kendini bunun onları yenmek için tek yol olduğuna inandırmış. Уолтер, он уверен, что это единственный способ одолеть их.
Ama çoğu insan kötü şeyler yapmamız için aklımızı çelen bir şeytan olduğuna inanıyor. Большинство людей уверены, что существует дьявол, толкающий нас на злые поступки.
Bay Crawford, eminim ki onun kötü bir faaliyet olduğuna katılıyorsunuzdur. Уверен, мистер Кроуфорд, вы согласны, что это невыгодно.
İmparator Augustus'un yönetimi sırasında, bir "saeculum" un 110 yıl olduğuna karar verildi. Augustus tarafından M. Ö. Во времена правления императора Октавиана Августа римлянами было принято считать, что секулум соответствует 110 годам.
Buraya, Bayan Whitworth olmayı talep eden birçok kişi olduğuna dair sizi bilgilendirmeye geldim. Я пришел сообщить, что есть еще несколько кандидатур, жаждущих стать миссис Уитворт.
Bu soğukta hayatta kalmaları için, kovanın dışındaki dünyanın sıcak olduğuna inanmalılar. Чтобы пережить холод, они должны верить, что вне улья тепло.
Rudy'nin sıradan bir psikolog değil, danışmanların şefi olduğuna onu ikna ederim. Я уговорю его, что он не психолог, а главный советник.
Özel ve sinsi bir düşman için bir silah hâlâ güvende olduğuna dair yanılgıya düşen biri için silah. Оружие против моего злейшего врага, и ей до сих пор кажется, что она в безопасности.
Barbie hep başka bir yol olduğuna inanmıştı. Барби всегда верил что есть другой способ.
Devrimden sonra, bir dedikodu dolaşıyordu kasabanın yakınında altın dolu bir mağara olduğuna dair. После революции появился слух, что есть пещера, полная золота возле нашей деревни.
Examples of word usage in different contexts are provided solely for linguistic purposes, i.e. to study word usage in a sentence in one language and how they can be translated into another. All samples are automatically collected from a variety of publicly available open sources using bilingual search technologies.
If you find a spelling, punctuation or any other error in the original or translation, use the "Report a problem" option or write to us.

In this section, you can see how words and expressions are used in different contexts using examples of translations made by professionals. The Contexts section will help you learn English, German, Spanish and other languages. Here you can find examples with phrasal verbs and idioms in texts that vary in style and theme. Examples can be sorted by translations and topics.

Learn foreign languages, see the translation of millions of words and expressions, and use them in your e-mail communication.