Sentence examples of "olduğunu ispatlamak" in Turkish

<>
Tek bir denklemle, zamanın bir başlangıcı olduğunu ispatlamak. Единственным уравнением доказать, что у времени было начало...
Dee, içinizden birine gerçekten de seksi olduğunu ispatlamak için adeta savaşa girmişti. Ди была полна решимости доказать вам, что на самом деле она секси.
Jessica'ya hatalı olduğunu ispatlamak yerine, neden kabul edemeyeceğimi söyleyen yasal bir bahane bulacağım. Вместо того, чтобы доказывать неправоту Джессики, я придумаю разумную отговорку для отказа.
Sanırım size otantik bir Şükran Günü'nün nasıl da daha iyi olduğunu ispatlamak için, gidip almam gerekecek. Наверное, мне стоит купить их, чтобы показать вам, насколько лучше мой правильный день благодарения.
Program karşıtı öğrenciler değişikliklerin sadece eğitim masraflarını gizlemek için yapılan bir yol olduğunu iddia etti. Выступающие против программы ученики утверждали, что предложенные изменения были всего лишь замаскированным способом сократить расходы на образование.
O yüzden, Lorraine beni aptal ilan etti ve bunu ispatlamak için benimle evlendi. А Лорейн назвала меня идиотом, и вышла за меня, чтобы доказать это.
Öldürülmeden hayır diyebilmenin ne demek olduğunu anlıyor musunuz? Каково это, сказать "нет" и не быть убитым?
İşte bu yüzden biz de bunları ispatlamak durumundayız. Именно поэтому у нас есть обязательства доказать твои.
Oğul Arash Azizi, babasının bir üst mahkemeye başvuruda bulunmuş olduğunu söyledi. Араш Азизи заявил, что его отец подал апелляционную жалобу на решение суда.
Bana birşey şey ispatlamak zorunda değilsin. Тебе ничего не нужно мне доказывать.
Kanun yapıcılar, bu maddenin Anayasanın bütün Ugandalıların kanun karşısında eşit olduğunu öngören. ve. maddeleriyle ters düştüğünü savunarak yaşından küçük ve yaşından büyük adayların da seçime katılmalarını mümkün kılmak istiyor. Bu durumu eleştirenler ise bu tasarının yalnızca Museveni'yi hayat boyu cumhurbaşkanı yapabilmek için öne sürüldüğünü düşünüyor. Парламентарии намерены внести изменения, допускающие до участия в выборах кандидатов, чей возраст не достиг лет и превышает лет, настаивая на том, что действующий закон противоречит статьям и Конституции, согласно которым все граждане Уганды равны перед законом.
Suçsuzluğunuzu ispatlamak için bir yol var. Есть один способ доказать вашу невиновность.
"Yüksek sesle konuştuğumuz için mi, yoksa dar görüşlü insanlar olmadığımız için mi bilmiyorum. Otobüsteyken, bir jinekologla yüksek sesle konuşabiliriz.... Arjantinliler psikanalize tabi olurlar, birinin partnerinin hayatıyla ilgili analiz yapıyor olduğunu duymak yaygındır." Можем в автобусе в полный голос обсуждать свои проблемы с гинекологом.... Аргентинцы часто обращаются к психоаналитикам, так что можно часто услышать кого - нибудь, анализирующего жизнь своего партнера ".
Bunları ispatlamak zor iş, Ed. Трудно будет доказать это, Ед.
Rajoy iddiaların "tamamen uydurma" olduğunu belirterek, böyle bir ödeme almadığını belirtti. Он отверг требования об отставке и утверждает, что его партия лучше всего подходит для управления страной в связи со сложившейся трудной экономической ситуацией.
Bir şey ispatlamak istediğini söyledi. Сказал, хочет что-то доказать.
İnsanlığa karşı işlenilen bu suçların ekonomik bir gündem yüzünden olduğunu bilerek nasıl sessiz kalınabilir? Как можно молчать, когда знаешь, что эти преступления против человечности совершаются по вине ужаснейшего экономического курса?
Ve bu adam bunu ispatlamak için en iyi şansımdı. И этот парень был моим лучшим шансом доказать это.
Çizgi filmin sonunda, Donald Duck bunun bir rüya olduğunu ve aslında Birleşik Krallık'ta yaşadığını fark etmek için uyanıyor. В конце ленты Дональд Дак просыпается и понимает, что все это было лишь страшным сном, и он все еще живет в Америке.
Sana sevgimi ispatlamak için. Я доказал свою любовь!
Examples of word usage in different contexts are provided solely for linguistic purposes, i.e. to study word usage in a sentence in one language and how they can be translated into another. All samples are automatically collected from a variety of publicly available open sources using bilingual search technologies.
If you find a spelling, punctuation or any other error in the original or translation, use the "Report a problem" option or write to us.

In this section, you can see how words and expressions are used in different contexts using examples of translations made by professionals. The Contexts section will help you learn English, German, Spanish and other languages. Here you can find examples with phrasal verbs and idioms in texts that vary in style and theme. Examples can be sorted by translations and topics.

Learn foreign languages, see the translation of millions of words and expressions, and use them in your e-mail communication.