Sentence examples of "onu" in Turkish with translation "его"

<>
Varsayımı da senin onu tersanenin kapanması konusunda zorladığın. Предположение что ты заставил его, закрыть верфь.
Sadie, onu yatağa ben götürebilirim. Сэйди, я могу его уложить.
Jace kılıça dokunursa, onun tutsağı onu yok edecektir. Если Джейс коснется Меча, то он его уничтожит.
Gerçek adı ise onu da kendin bulmalısın. Истинное его имя ты должен узнать сам.
Onu bulurum ve karşılığında hiçbir şey istemeden öldürürüm. Я найду и убью его сам, бесплатно.
Onu bulmanın iyi bir fikir olduğunu sanmıyorum. Не уверен, что его стоит искать.
Çok fena tepesi attı. Onu bıçaklamaya çalıştı. Она очень разозлилась, пыталась его зарезать.
Ve şimdi tanrılar onu alacak. А теперь боги заберут его.
Ama ben onu durdurdum ve onlar hayatta. Но я его остановил, дети живы.
Annem onu suçlamamamız gerektiğini söyledi. Elinde sudokusu ve bahçede bitkileriyle çok muzip birisiydi. Не стоило его судить, дедуля хорошо прятался за свои кроссворды и садик.
Zannedersem o dandik yüzük bir şekilde onu koruyor. Видимо, это дешевое колечко его как-то защищает.
Olabilir ama Rosie onu o gece kumarhanede görmüş. Рози видела его в ту ночь в казино.
İnsanlar onu seviyor, özellikle zenciler. Народ любит его, особенно черномазые.
Aslında onu çabuçak şarj ettirmek ve arayanları bulmak telefon şirketlerinden bilgi beklemekten daha iyi olabilir. Вероятно выследить его быстрей можно было просто позвонив, чем дожидаться ответа от телефонной компании.
Polis Yardım Derneği temsilcim geliyor, size tavsiyem aklınızı başınıza alın ve onu hemen serbest bırakın. Представитель профсоюза уже едет, так что советую тебе вытащить тампон из жопы и отпустить его.
Sanki onu çok iyi tanıyor gibiydim. Словно я знаю его очень хорошо.
Yani ne, milisler onu yakalayıp giriş bilgilerini vermesi için mi zorlar? И что, ополчение захватывает его, принуждает раскрыть его учётные данные?
Onu çalmış. Bir yere park etmiş. Bulunduğu yere bomba düşecekmiş. Он его украл, припарковал там, где упадёт бомба.
Evet, onu Bay Hanson'a incelettireceğim. Да, мистер Хэнсон проверит его.
Şüpheli tutuklanıncaya kadar onu bir kenarda tutmayı kabul etmiştin. Вы дали согласие держать его отдельно до ареста подозреваемого.
Examples of word usage in different contexts are provided solely for linguistic purposes, i.e. to study word usage in a sentence in one language and how they can be translated into another. All samples are automatically collected from a variety of publicly available open sources using bilingual search technologies.
If you find a spelling, punctuation or any other error in the original or translation, use the "Report a problem" option or write to us.

In this section, you can see how words and expressions are used in different contexts using examples of translations made by professionals. The Contexts section will help you learn English, German, Spanish and other languages. Here you can find examples with phrasal verbs and idioms in texts that vary in style and theme. Examples can be sorted by translations and topics.

Learn foreign languages, see the translation of millions of words and expressions, and use them in your e-mail communication.