Sentence examples of "parayı" in Turkish

<>
Bilemiyorum. Belki parayı kendi filmimi bitirmek için kullanabilirim. Мне могут пригодится деньги чтобы закончить свой фильм.
Teknemi suya indirebilmem için yeterli parayı bir araya getirmeye çalışıyorum. Я хочу накопить денег, чтобы спустить лодку на воду.
Sana yardım ediyoruz, o parayı biriktirmende de biz yardımcı olduk. Мы помогаем тебе, и мы помогали тебе собирать эти деньги.
Ya Cuma günü parayı getirirsin ya da yüzüğü dükkana geri verirsin. Приходи с деньгами в пятницу или вернешь кольцо обратно в магазин.
Dükkan hala açık olsaydı sopayı alırdık sonra da parayı çıkarırdık. Если бы магазин был открыт, я бы взял крючок...
Bak, onu kızına tekrar kavuşturduk, ve sokaktan da sekiz milyonluk kirli parayı temizledik. Слушай, мы воссоединили её с дочерью и изъяли около миллионов грязных наличных с улиц.
Evet, sonuçta o kadar parayı toplayabilmek için birileriyle çalışıyor olması gerekir, değil mi? Ну, она должна была работать на кого-то, чтобы заработать такую сумму, правильно?
Anne, niye o parayı bırakmış? Мама, почему она оставила деньги?
Demek King, sana parayı verdi. Значит, Кинг дал тебе денег.
Ben, şahsen, bu parayı nereden bulduğunu soracağım. Я сам собираюсь спросить где ты взял эти деньги.
Beş yıla kalmaz yine dış parayı işletir olursun. Будешь управлять внешними деньгами уже через пять лет.
Birisi parayı getirmek zorunda, Syd. Кто-то должен принести деньги, Сид.
Hayır, Bayan Knox kurbandan alınmış parayı saklamakta kocasına yardım etti. Рэйчел Нокс помогла мужу избавиться от денег, оставшихся от жертвы.
Bu parayı verdi çünkü; benden, Gina'yı ebeveyn haklarından Vazgeçirmemi istedi, tamam mı? Он дал мне эти деньги, чтобы я убедил Джину подписать отказ от родительских прав.
Ama onlar Logan'ın tüm parayı aldığını iddia ediyorlar. Но они утверждают, что Логан забирает деньги.
Kız kardeşimin göz ameliyatı için gereken parayı kazanmak zorundayım. Надо скопить денег, чтобы сестра смогла прооперировать глаз.
Olmaz, ben kazandım o parayı, ben. Нет, я заработал эти деньги, я.
Frank içki içmez de o parayı alır belki. Может, Фрэнк останется трезвым и получит деньги.
Murray, patronumun bana bu parayı vermesine imkan yok. Мюррей, босс никогда не даст мне столько денег.
Eğer senin şu salak parayı geri getirmezse, sende koca kıçını evden uzaklaştır artık! Если этот твой балбес не вернёт деньги, и сам можешь убираться из дома!
Examples of word usage in different contexts are provided solely for linguistic purposes, i.e. to study word usage in a sentence in one language and how they can be translated into another. All samples are automatically collected from a variety of publicly available open sources using bilingual search technologies.
If you find a spelling, punctuation or any other error in the original or translation, use the "Report a problem" option or write to us.

In this section, you can see how words and expressions are used in different contexts using examples of translations made by professionals. The Contexts section will help you learn English, German, Spanish and other languages. Here you can find examples with phrasal verbs and idioms in texts that vary in style and theme. Examples can be sorted by translations and topics.

Learn foreign languages, see the translation of millions of words and expressions, and use them in your e-mail communication.