Sentence examples of "park parası" in Turkish

<>
Derse bisikletle gidebilirim diye düşündüm, park parası da vermeme gerek kalmaz. Я ездила бы на нем на занятия и не тратилась на парковку.
Cinayetlerin bağnazlık ile harekete geçmediği, bir park çekişmesinin gereksizliği halihazırda delil gösteriliyor. Бессмыслица спора за место на парковке уже используется в качестве доказательства того, что убийства не были мотивированы нетерпимостью.
Görünen o ki, ailenin parası var ama henüz fidye talep edilmemiş. Похоже, семья богата, но требования о выкупе пока не было.
Fakat eğer bir Müslüman park çekişmesi üzerine üç kişiyi vursaydı, tartışmanın gereksizliği, katilin vahşiliği olarak gösterilirdi. Но если бы мусульманин застрелил трех человек за парковочное место, то бессмыслица спора приводилась бы в качестве доказательства его жестокости
İş pis, parası nefis. Грязный бизнес, куча денег.
Kızıl pandaların üreme dönemlerinin Temmuz ortalarında başlaması dolayısıyla, ulusal park ziyaretçilere kapatıldı ve hatta yerel halkın odun toplaması da iki aylığına yasaklandı. С началом сезона размножения красных панд в середине июня национальный парк был закрыт для посетителей, и даже сбор дров для местных жителей был запрещен на два месяца.
Sanırım şehirlinin parası bitti. Пижон сорит родительскими деньгами.
Şey, Mona-Lisa ve sen gittikten sonra bulduğu o kız park yerinde yumruk yumruğa kavgaya tutuştular. Мона-Лиза и какая-та девушка, которую она нашла, когда ты ушла, подрались на парковке.
Ve parası için de değil. И не из-за его денег.
Sanık Park Bo Hyun. Подсудимый Пак Бо Хен.
Peki neden, bu şirketlerin çok parası var da ondan. А почему бы и нет? У корпораций полно денег.
Onu çalmış. Bir yere park etmiş. Bulunduğu yere bomba düşecekmiş. Он его украл, припарковал там, где упадёт бомба.
Babam yaşça büyükmüş ama güzel bir işi, parası ve iyi bir ailesi varmış. Отец был старше, но у него были лёгкая работа, деньги, происхождение.
Park alanında at gezisi yapmak için otantik bir aygır kiraladım. Я арендовал настоящего жеребца, мы устроим аттракцион на парковке.
Ama yıl önce onlarla ters düştü, ve onların biraz parası ile kaçtı. Но лет назад он с ними поссорился и сбежал с частью их денег.
Palyaço Krusty Kanal'nın otoparkında iki park yerini işgal etmesi sebebiyle belki de en iyi şekilde hatırlanacak. Клоун Красти, больше известный как человек который занимал два парковочных места на стоянке Шестого канала.
Çok parası yok ama. Денег не особо много.
Yani kolayca arabasını park edip Danni'nin dairesine yürüyüp onu öldürebilir ve otele geri dönüp geceyi orada harcayabilir. Он легко мог припарковаться, дойти до квартиры Денни, убить ее, и вернуться в отель.
Onları parası olmadan üç ay içinde kepenkleri kapatırız. Без их денег мы потеряем журнал через месяц.
Bir golf sahasına girdik ve park ettik. Поехали на поле для гольфа и припарковались.
Examples of word usage in different contexts are provided solely for linguistic purposes, i.e. to study word usage in a sentence in one language and how they can be translated into another. All samples are automatically collected from a variety of publicly available open sources using bilingual search technologies.
If you find a spelling, punctuation or any other error in the original or translation, use the "Report a problem" option or write to us.

In this section, you can see how words and expressions are used in different contexts using examples of translations made by professionals. The Contexts section will help you learn English, German, Spanish and other languages. Here you can find examples with phrasal verbs and idioms in texts that vary in style and theme. Examples can be sorted by translations and topics.

Learn foreign languages, see the translation of millions of words and expressions, and use them in your e-mail communication.