Sentence examples of "sürgün ediyorum" in Turkish

<>
Seni sonsuza dek sürgün ediyorum. Тогда я изгоняю тебя навсегда!
Bir şeyi merak ediyorum, sen nasıl oldu da onun hâlâ suç mahalinde olduğunu anladın? Я не могу понять, как ты узнал, что она осталась на месте преступления.
Her şeyi açıklıyor: sürgün, şehitlik, İsa... Это объясняет все - изгнание, бедствия и Мессию...
Tamam. Foxtrot Michael Bir, iniş yapacağınız pist -5, tekrar ediyorum, -5. Фокстрот Майкл Один, вы должны зайти на полосу -5, повторяю, -5.
Sürgün edilmiş Rus aristokratlar ortama biraz klas katmaları için arada sırada sosyal etkinliklere davet ediliyorlar. Что ж, русских аристократов в изгнании иногда приглашают на приёмы, чтобы повысить уровень.
Bu kız ne zaman evlenebilecek gerçekten de merak ediyorum. Когда она уже выйдет замуж? Вот мой вопрос.
Kendi kanından birisini sürgün ettiğini? Как изгнала свою собственную кровь?
Hepinizi yatak odanızdaki renkleri saymaya davet ediyorum. Приглашаю и вас подсчитать цвета ваших спален.
Rusyada politik sürgün ve onun gibi konularda işlenen suçlardan dolayı yakalanan insanların tutulduğu küçük bir şehir. Это маленький город в России, куда отправляли в ссылку политических, умирать за их преступления.
Ama biliyorsun ki, çok sık seyahat ediyorum. Уж я-то могу судить, я немало путешествовала.
Senin sürgün emrini ihlal mı ediyor? Она нарушила твой приказ об изгнании?
Bunlar doğru. Bir kavgaya çanak tutması için dua ediyorum. И я хочу, чтобы он влез в драку.
Ölümsüzler, bizi Derin Karanlığa sürgün etmek için doğru kelimeyi bulmuştu. С помощью верных слов Бессмертные сумели изгнать нас во тьму вечную.
Asla tekrar mümkün olmaz diye düşündüğüm şey için sana teşekkür ediyorum. И я хочу поблагодарить тебя за то, что казалось невозможным.
İngilizler neden Avustralya'ya suçluları sürgün etti? Почему англичане депортировали осуждённых в Австралию?
İtiraf ediyorum, en iyi parçalarından biri değil. Не одна из лучших частей, я признаю.
Kaybetmek, çölde sürgün demek. Проигрыш означает изгнание в пустыню.
Fazla bir şey gibi görünmüyor, bunu kabul ediyorum. Он не выглядит на свою стоимость, я понимаю.
Efendi Sansho ve ailesi çoktan sürgün edilmişti zaten, efendim. Он и его семья уже отправлены в ссылку, господин.
Bunu kabul etmekten nefret ediyorum ama sizin... Не хочу признавать, но мне нужна...
Examples of word usage in different contexts are provided solely for linguistic purposes, i.e. to study word usage in a sentence in one language and how they can be translated into another. All samples are automatically collected from a variety of publicly available open sources using bilingual search technologies.
If you find a spelling, punctuation or any other error in the original or translation, use the "Report a problem" option or write to us.

In this section, you can see how words and expressions are used in different contexts using examples of translations made by professionals. The Contexts section will help you learn English, German, Spanish and other languages. Here you can find examples with phrasal verbs and idioms in texts that vary in style and theme. Examples can be sorted by translations and topics.

Learn foreign languages, see the translation of millions of words and expressions, and use them in your e-mail communication.