Sentence examples of "sağlayacak kadar" in Turkish

<>
Vivian'ı unutmanı sağlayacak kadar iyi değildi, öyle mi? - Hayır. Но не настолько хороший, чтобы ты забыл о Вивиан, да?
Henry'nin bu hafta sonu Dr. Kramer'ın ameliyat etmesini sağlayacak kadar nüfuzlu olmasına dua et sen. Тебе повезло, что Генри так влиятелен, и доктор Крэймер примет тебя в выходные.
Ve buna da sadece hayatta kalmasını sağlayacak kadar su veriyoruz. А ему мы даём воды достаточной только что бы выжить.
Küçük bir orduya silah ve malzeme sağlayacak kadar büyük olmalı. Он должен быть достаточно большим, чтобы уместить небольшую армию.
Bu davada anlaşma sağlayacak kadar para dünya üzerinde mevcut değil. В мире не хватит денег, чтобы урегулировать это дело.
Burada büyümemi sağlayacak kadar yemek yok. Еды тут маловато, чтобы подрасти.
Daha iyi nişan almanı sağlayacak kadar kimden nefret ediyorsun? Кого ты ненавидишь настолько, что укрепляешь свою цель?
Ancak aynı zamanda belki bir sonraki yazacağım şeyin de o kadar da iyi olmayacağı konusunda beni biraz korkutuyor. Но в то же время она немного пугает меня, вдруг следующая вещь, которую я напишу, не будет настолько хорошей.
Bu sadece IDP'lerin hayatlarını Burmese halkına göstermekle kalmayacak aynı zamanda tüm dünyada uluslararası toplulukların ülkeye barış getirmesi için baskı yapmayı denemelerini sağlayacak. Это поможет донести информацию о ВПЛ до широкой общественности, причём не только Мьянмы, но и всего мира, и правительства других стран смогут оказать давление на правительство нашей страны и заставить его установить в регионе настоящий мир.
Bir İngiliz vatandaşı ve futbol taraftarı olarak, dünyanın her köşesinde kitlesel olan futbola nispeten Filipinler'de basketbolun bu kadar rağbet gördüğü konusunda her zaman şaşmışımdır. Как англичанин и фанат футбола, я всегда немного удивлялся, почему баскетбол настолько здесь популярен, в отличие от футбола, который широко распространён в остальной части мира.
Kasabanın etrafında kalkan oluşturup kimsenin burayı bulamamasını sağlayacak. Оно защитит город, его станет невозможно отыскать.
Bazıları üniformalı insanlardan o kadar korkuyor ki bilmediği şeyleri bile itiraf ediyor. Другие настолько боятся людей в униформе, что они признаются в чем угодно.
Bu bize yeni bir başlangıç sağlayacak. Сегодня у нас появится новая возможность.
Karayip dili, örneğin, sorgulamadan kabul ettiğimiz İrlanda ve İskoç dili kadar belirgin ve kolayca anlaşılabilir bir dildir. Я не пишу в блог на постоянной основе, однако мне было важно начать его, чтобы сделать писательство центральной частью моей жизни.
Evet, kaçmasına imkân sağlayacak bir patlayıcı düzenek kurmuş. Она взяла взрывное устройство, которое помогло ей сбежать.
Katılımcılar $, 000'a kadar bursa başvurabileceklerdir. Заявители имеют право получить грант в сумме до долларов США.
Uslanmak istememi sağlayacak çok özel birini bulana dek harika vakit geçirmiştim. Я отрывался так, что понадобился особенный человек который меня вразумит.
Dönem ne kadar zalim olsa da, her cephede hırçınlaşan İkinci Dünya Savaşı ve Nazi işgalindeki Ukrayna'da bile insanların normal bir hayat sürebildiğini gösteriyor. Несмотря на жестокие времена, люди пытались сделать всё, что было в их силах, чтобы вести нормальную жизнь даже в оккупированной нацистами Украине, когда Вторая мировая война бушевала на всех фронтах.
Bu pasta George'ın senden ayrılmamasını nasıl sağlayacak? Как этот торт поможет тебе вернуть Джорджа?
Geniş çaptaki protestolar, yürüyüşün sonunda polis kuvveti ile çatışmalar başlayana kadar olaysız geçti. Массовый протест проходил мирно до конца марша, когда имели место столкновения с полицией.
Examples of word usage in different contexts are provided solely for linguistic purposes, i.e. to study word usage in a sentence in one language and how they can be translated into another. All samples are automatically collected from a variety of publicly available open sources using bilingual search technologies.
If you find a spelling, punctuation or any other error in the original or translation, use the "Report a problem" option or write to us.

In this section, you can see how words and expressions are used in different contexts using examples of translations made by professionals. The Contexts section will help you learn English, German, Spanish and other languages. Here you can find examples with phrasal verbs and idioms in texts that vary in style and theme. Examples can be sorted by translations and topics.

Learn foreign languages, see the translation of millions of words and expressions, and use them in your e-mail communication.