Sentence examples of "seçim hakkı" in Turkish

<>
Kurallarınız altında bir günah keçisine seçim hakkı sağlayın belirli bir suçtan ceza almak için istekli birine. По вашим законам допускается выбор козла отпущения, который по своей воле понесет наказание за другого.
Elijah ile ikinizin seçim hakkı var. У тебя и Элайджи есть выбор.
2009 NBA Seçmeleri'nde Minnesota Timberwolves tarafından 18. sırada seçilmiştir. Denver Nuggets'a ilerleyen yıllardaki birinci tur seçim hakkı karşılığı takas edilmiştir. Лоусон был выбран под 18-м номером на драфте НБА 2009 года командой "Миннесота Тимбервулвз" и тут же был обменян в "Денвер Наггетс" на выбор в будущем драфте.
Bu hakkı lütfen yerli sanayii kurtarmak için Hint filmlerinin ithali tartışmasıyla sınırlamayalım. Давайте не будем ограничивать это право спорами о том, можно ли сохранить местную киноиндустрию, если отказаться от ввоза индийских фильмов.
Kolay bir seçim oldu. Было просто принять решение.
Mültecilerin çalışma izninin olmamasıyla birlikte çoğunun kamptan ayrılma hakkı da yok. Беженцы не имеют права работать, и очень немногие имеют право покидать лагерь.
Fakat buradaki seçim bu değil. Но здесь нет такого выбора.
Tamam, anlıyorum. Ama bu sana budalalık yapma hakkı tanımıyor. Но это не дает тебя права вести себя как болван.
Bazen seçim şansın olmaz. Иногда просто нет выбора.
Bir saniye, bunda bana söz hakkı düşmez mi? Эээ, стоп, у меня есть право голоса?
Bu sadece seçim yapmanın getirdiği doğal panik. Это просто естественная боязнь окончательности сделанного выбора.
Ricardo, basın kartına sahip olman sana olay yerine müdahale hakkı vermez. Рикардо, удостоверение журналиста не дает вам право копаться на месте преступления.
Oh, Gray sonunda seçim olayına girişti ha? Похоже, Грэй, наконец-то, добился выборов?
Evet ama anlaşmada bir de veto kullanma hakkı vardı. Да, но уговор также включает и право вето.
Duygusal bir seçim yaptım. Я сделала эмоциональный выбор.
Bunu kaldıramadım. Ama bu sana kaçarak beni cezalandırma hakkı vermez. Но это не дает тебе права наказывать меня, убегая.
Hayır, biz bir seçim yaptık Bud. Нет, мы сделали выбор, Бад.
Kızın -5 yılda bir de olsa kahve içmek istemeye hakkı var. Она же имеет право на чашку кофе за эти -5 лет!
Ama Tom, bizim için değil de kendin için doğru seçim yapacağını hatırla. Помни, Том, что выбираешь для себя, а не для нас.
Kimin size bunu demeye hakkı var? Кто имеет право так говорить Кто?
Examples of word usage in different contexts are provided solely for linguistic purposes, i.e. to study word usage in a sentence in one language and how they can be translated into another. All samples are automatically collected from a variety of publicly available open sources using bilingual search technologies.
If you find a spelling, punctuation or any other error in the original or translation, use the "Report a problem" option or write to us.

In this section, you can see how words and expressions are used in different contexts using examples of translations made by professionals. The Contexts section will help you learn English, German, Spanish and other languages. Here you can find examples with phrasal verbs and idioms in texts that vary in style and theme. Examples can be sorted by translations and topics.

Learn foreign languages, see the translation of millions of words and expressions, and use them in your e-mail communication.