Sentence examples of "sistemin" in Turkish
1989'da sosyalist sistemin yıkılmasından sonra bütün siyasi görevlerden uzaklaştırılmış ve 24 Nisan 1990'da Bulgar Komünist Partisi'den ihraç edilmişti.
После краха социалистической системы в 1989 году оставил все политические посты, а 24 апреля 1990 года выехал из страны.
Daha harfleri bile bilmiyorsun. Şu nezih sistemin bir tarafa şimdi de internete savurduğun bu lakayıt görüşlerini herkes görecek.
Ты не способна писать и создать достойную систему а теперь кидаешь поспешное суждение в Интернет на всеобщее обозрение.
Sistemin bütünüyle çökmesine sadece birkaç ay kalmış durumda.
Системе осталось всего несколько месяцев до полного отказа.
Burada sadece bir şartla misafir olabiliyorsun. O da sistemin vaad edildiği şekilde çalışmasını sağlamak.
Вы здесь гость и должны только убедиться, что эта система работает как обещано.
Ketamin komayı başlatacak ve tüm sistemin durmasını engelleyecek.
Кетамин вызовет кому и предотвратит отключение автономной системы.
Venüs Projesi'nin amacı, günümüz bilgileriyle güncellenmiş tamamen farklı bir sistemin tasarlanmasıdır.
Проект Венера предлагает совершенно другую систему, которая основывается на современных знаниях.
O zaman, sistemin nasıl işlediğini biliyorsunuzdur, değil mi?
Ага, значит, вы знаете, как работает система?
CIC sadece kartuş çip ile bir elle sıkıştırma tamamladıktan sonra sistemin geri kalanı için resetleme sinyali yayınlar konsol.
Таким образом, CIC отправлял сигнал разблокировки системы только после того, как обменивался данными с чипом на картридже.
Bu sistemin kaydedildiğini düşünün bu da Hayalet artık buraya geldiğine göre her zaman geri gelebiliriz.
Мы были здесь, можно сказать, исследовали систему, а значит можем всегда вернуться.
Kendisi aynı zamanda, tam ekonomik liberalizmin zaruretini ve mevcut finansal sistemin tamamının gözden geçirilmesini savunmaktadır:
Он высказывается за необходимость полной экономической либерализации и глубинной реформы существующей финансовой системы:
Bu gerçekleştirmeler, sistemin karmaşıklığını daha da düşüren ve kullanıcı alanına neredeyse tüm işlevselliği yerleştiren bir dizi ikinci nesil mikro çekirdeğin ortaya çıkmasına neden oldu.
Эти реализации положили начало второму поколению микроядер, которое уменьшает сложность системы, размещая большую часть функциональности в непривилегированном режиме исполнения.
Hayır, sistemin, araştırmamı insan hayatının önüne koyacak kapasitesi yok.
Нет, у системы нет возможности предпочесть моё исследование человеческой жизни.
Examples of word usage in different contexts are provided solely for linguistic purposes, i.e. to study word usage in a sentence in one language and how they can be translated into another. All samples are automatically collected from a variety of publicly available open sources using bilingual search technologies.
If you find a spelling, punctuation or any other error in the original or translation, use the "Report a problem" option or write to us.
If you find a spelling, punctuation or any other error in the original or translation, use the "Report a problem" option or write to us.
In this section, you can see how words and expressions are used in different contexts using examples of translations made by professionals. The Contexts section will help you learn English, German, Spanish and other languages. Here you can find examples with phrasal verbs and idioms in texts that vary in style and theme. Examples can be sorted by translations and topics.
Learn foreign languages, see the translation of millions of words and expressions, and use them in your e-mail communication.
Advert