Sentence examples of "susuz kalmış" in Turkish

<>
Kendisini gündür hurdalıkta bulunmasını bekleyen, susuz kalmış ve travma geçiren yaşında bir çocuk. Ему всего лет и он был обезвожен один все эти дни в пустом дворе.
Yaşam tarzları özgün kalmış ve geleneksel giysileri ile aksesuarları, her fotoğrafçı ve tasarımcının ilgisini çekecek türden. Их образ жизни остается уникальным, а их традиционные одежды и украшения являются предметом восхищения любого фотографа и дизайнера.
Sadece biraz susuz kaldı ve aklını kaçırdı. Он немного обезвожен и не в себе.
Mike'la Lucy yüzeyin yaklaşık km altında kalmış durumdalar. На почти полукилометровой глубине остались Майк и Люси.
Ve kumsalda kalmak, güneşin altında, susuz olarak -- bu intihar değil mi? А оставаться на берегу, под солнцем, без воды -- это не самоубийство?
Bak. Biraz peynir kalmış. Даже немного сыра осталось.
Bu arada Lily'nin susuz kalmaması gerekiyor. Пока же Лили необходимо избежать обезвоживания.
Birşeyler kalmış olduğunu mu düşünüyorsun? Думаешь, что нибудь осталось?
Ben duygusal değilim, ben kızardı değilim ve aç ve susuz. Я эмоциональна, резко краснею, хочу есть, хочу пить.
Sistemin bütünüyle çökmesine sadece birkaç ay kalmış durumda. Системе осталось всего несколько месяцев до полного отказа.
Aç ve susuz bir dost. Я голоден и хочу пить.
O plağın tüm izlerini başarılı bir şekilde ortadan kaldırmıştım ama hâlâ yarım kalmış bir iş vardı. Я довольно неплохо справился с устранением всех следов той пластинки, но оставался еще один момент.
Susuz kaldığın çok belli. У тебя явное обезвоживание.
Bu sabah, en kötü günlerimizin geride kalmış olabileceğine dair bazı raporlar aldık. Этим утром мы увидели новые признаки того, что худшее уже осталось позади.
Susuz mu kaldım yoksa kalmadım mı? У меня было обезвоживание или нет?
Kramer bunun artık kediye kalmış olduğunu söylüyor. Крамер говорит теперь всё зависит от кота.
Muhtemelen susuz kaldın da ondan. Похоже, у вас обезвоживание.
Anne kalmış soğukta tek başına. Мама осталась на холоде одна.
Değerlerin normal ama biraz susuz kalmışsın. Показатели в норме, небольшое обезвоживание.
Orada hala biraz kalmış. Там ещё кое-кто осталось.
Examples of word usage in different contexts are provided solely for linguistic purposes, i.e. to study word usage in a sentence in one language and how they can be translated into another. All samples are automatically collected from a variety of publicly available open sources using bilingual search technologies.
If you find a spelling, punctuation or any other error in the original or translation, use the "Report a problem" option or write to us.

In this section, you can see how words and expressions are used in different contexts using examples of translations made by professionals. The Contexts section will help you learn English, German, Spanish and other languages. Here you can find examples with phrasal verbs and idioms in texts that vary in style and theme. Examples can be sorted by translations and topics.

Learn foreign languages, see the translation of millions of words and expressions, and use them in your e-mail communication.