Sentence examples of "takılı kalmış" in Turkish

<>
Çocuğun telsizi takılı kalmış.. Пацан рацию не выключил.
Galiba suçluluk duyma aşamasında takılı kalmış. Думаю, он застрял на вине.
Ağaçta takılı kalmış pir poşet var. У меня пакет в дереве застрял.
Yaşam tarzları özgün kalmış ve geleneksel giysileri ile aksesuarları, her fotoğrafçı ve tasarımcının ilgisini çekecek türden. Их образ жизни остается уникальным, а их традиционные одежды и украшения являются предметом восхищения любого фотографа и дизайнера.
Kaset, orada yaklaşık iki yıldır takılı kaldı. Кассета застряла в магнитоле почти два года назад.
Mike'la Lucy yüzeyin yaklaşık km altında kalmış durumdalar. На почти полукилометровой глубине остались Майк и Люси.
Bu sabah bayrağı çekmeye gelmiştim. O ise oraya takılı duruyordu. Bir çubuktaki böcek gibi. Я собирался поднять флаг, а он там застрял, как жук на булавке.
Bak. Biraz peynir kalmış. Даже немного сыра осталось.
Bunda takılı bir kemik var. Здесь проволока в кости застряла.
Birşeyler kalmış olduğunu mu düşünüyorsun? Думаешь, что нибудь осталось?
Arama ekibi butiğin sokağında zümrüt bir küpe buldu ama ilginç olan şu ki küpenin arkası da takılı durumda. Эксперты нашли изумрудную сережку на улице недалеко от бутика, но странно то, что фиксатор на месте.
Sistemin bütünüyle çökmesine sadece birkaç ay kalmış durumda. Системе осталось всего несколько месяцев до полного отказа.
Su sebili prize takılı değil. Кулер для воды не включён в розетку.
O plağın tüm izlerini başarılı bir şekilde ortadan kaldırmıştım ama hâlâ yarım kalmış bir iş vardı. Я довольно неплохо справился с устранением всех следов той пластинки, но оставался еще один момент.
Bu sabah, en kötü günlerimizin geride kalmış olabileceğine dair bazı raporlar aldık. Этим утром мы увидели новые признаки того, что худшее уже осталось позади.
Kramer bunun artık kediye kalmış olduğunu söylüyor. Крамер говорит теперь всё зависит от кота.
Anne kalmış soğukta tek başına. Мама осталась на холоде одна.
Orada hala biraz kalmış. Там ещё кое-кто осталось.
Bir kısmı yardım amacıyla kalmış. Несколько остались, чтобы помочь.
Yarım kalmış şeyler var. Пара версий ещё осталась.
Examples of word usage in different contexts are provided solely for linguistic purposes, i.e. to study word usage in a sentence in one language and how they can be translated into another. All samples are automatically collected from a variety of publicly available open sources using bilingual search technologies.
If you find a spelling, punctuation or any other error in the original or translation, use the "Report a problem" option or write to us.

In this section, you can see how words and expressions are used in different contexts using examples of translations made by professionals. The Contexts section will help you learn English, German, Spanish and other languages. Here you can find examples with phrasal verbs and idioms in texts that vary in style and theme. Examples can be sorted by translations and topics.

Learn foreign languages, see the translation of millions of words and expressions, and use them in your e-mail communication.