Sentence examples of "vermeye" in Turkish

<>
Hayden Tannenbaum ifade vermeye hazırmış. Хэйден Танненбаум готова дать показания.
Biri sana zarar vermeye çalıştı. Кто-то пытался сделать вам больно.
Öyleyse Amanda çocuğu yakalayıp, Ari'yi şifreleri vermeye zorlayacak. Значит она захватывает ребенка, заставляет Ари отдать товар.
O zaman bana üzerinde isimler yazan çekler vermeye başla! Тогда начни давать мне чеки с именем на них.
En azından o zaman yalnızca hayatta kalabilmek için.. bana zarar vermeye çalşıyordu. В конце концов, тогда он пытался уничтожить меня, только чтобы выжить.
Bu adamları kulüpleri üzerinden ona yüzde vermeye imza attırıyor, bana yaptığı gibi. Чтобы эти ребята отдали ему доли в своих клубах. Как было со мной.
Sanırım bu yıl insanların bir branş seçip geleceğine yön vermeye başladığı yıl. Видимо в этом году надо выбрать направление и начать свой профессиональный путь.
Bu işi yapan herkesin adını vermeye razı ama Mombasa Kartel hakkında bir şey bilmediğini iddia ediyor. Он готов сдать всех остальных, но утверждает, что не знает ничего о картеле Момбаса.
Tüm dünyaya bedava internet vermeye çalışıyoruz. Мы хотим дать миру бесплатный интернет.
Dostumuz Tate mola vermeye karar verdi. На приятель Тейт решил сделать остановку.
Onları atmak istemiyorum, bu yüzden şefe vermeye karar verdim. Я не хочу их выбрасывать, поэтому собралась отдать шефу.
Sana çıkarlarını koruman için bir şans vermeye çalışıyorum. Я пытаюсь дать Вам шанс защитить своё дело.
Nihayet kendine gelmiş ve ifade vermeye hazırmış. Она наконец-то очнулась и готова сделать заявление.
Sana sadece bir ipucu vermeye çalışıyorum. Я лишь стараюсь дать тебе совет.
Bir canavar var, bana zarar vermeye çalıştı. Там монстр, он хотел сделать мне больно.
Sana ikinci bir şans vermeye çalışıyordum. Я пыталась дать тебе второй шанс.
Sadece sana ufak bir tavsiye vermeye çalışıyordum. Я просто пытаюсь дать тебе небольшой совет.
Ona daha mühim müşteriler, daha afili dosyalar vermeye çalıştım ama yalap şalap şeylerle ilgilenmek istiyor gibi. Я стараюсь дать ей крупных клиентов, резонансных случаев, но ей видимо нравиться попроще и погрязнее.
Ama kanıtlaman için sana bir şans vermeye hazırım. Но я готов дать тебе шанс доказать это.
Hiç farkında olmazdı. Ama şimdi onunla iyi geçinmeye çalışırken ve O'na birşeyler vermeye çalışırken.. yılan gibi davranıyor. Но теперь, я хочу хорошо к нему относится, и действительно дать ему что-то, он обороняется.
Examples of word usage in different contexts are provided solely for linguistic purposes, i.e. to study word usage in a sentence in one language and how they can be translated into another. All samples are automatically collected from a variety of publicly available open sources using bilingual search technologies.
If you find a spelling, punctuation or any other error in the original or translation, use the "Report a problem" option or write to us.

In this section, you can see how words and expressions are used in different contexts using examples of translations made by professionals. The Contexts section will help you learn English, German, Spanish and other languages. Here you can find examples with phrasal verbs and idioms in texts that vary in style and theme. Examples can be sorted by translations and topics.

Learn foreign languages, see the translation of millions of words and expressions, and use them in your e-mail communication.