Sentence examples of "yaşayan ölülerle" in Turkish

<>
Hayır, yaşayan ölülerle konuşmazsın. С живыми мертвецами не разговаривают.
Bu, mercan halkası adaların kızgın tropik güneşi altında yaşayan birçok albinonun genetik kaderi olabilir. Тропическое солнце в зоне, где в основном живут куна, особенно вредоносно для альбиносов сообщества:
Yarı ölülerle arası iyi mi oldu yani? Теперь он нормально относится к частично мертвым?
yıl boyunca Dadaab ve Kenya'daki tutsaklık benzeri yaşamından sonra, halen kampta yaşayan kız kardeşleriyle birlikte daha barışçıl bir yere yerleşmeyi, artık yeni bir hayata başlamayı umuyor: Пробыв в Дадаабе как в ловушке года, Фиш надеется переселиться в менее опасное место со своими дочерьми, которые до сих пор живут в лагере. Он хочет начать новую жизнь.
Bu ölülerle mi çalışıyorsun sen şimdi? Ты работаешь со всеми этими мертвецами?
Şu anda günden sentten az bir parayla yaşayan 00 kişi var, bu sayı çok yakında yarıya indirilecek. Сегодня больше человек живут меньше чем на центов в день и вскоре эта сумма ещё сократится.
Biz evdeki kızlarımıza yüzde yüz güvenlik sağlamakta zorlanırken, sokakta yaşayan % kız çocuğunun durumunu düşünmek içler ürpertici. Когда даже трудно гарантировать безопасность наших дочерей внутри наших собственных домов, мысль о, 7% девочек, которые живут на улицах, по - настоящему страшна.
Sefalet içinde yaşayan yetişkin bir adam. Взрослый мужчина, живущий как животное.
Evet, ama burada yaşayan öyle bir şey yok. Да, но ничего подобного в Убежище не живет.
Artık orada yaşayan kimse yokmuş. Там больше никто не живет.
Burada yaşayan genç bayanı... Девушка, живущая здесь...
Dahası, evren de içinde yaşayan tüm yaratıkları kapsayan başlı başına canlı bir varlıktır. Кроме того, космос - единственное Живущее Существо которое содержит все живущие существа внутри.
Yani tüm bu hayaletlerin yaşayan insanlar olduğunu mu söylüyorsunuz? Говорите, что все эти привидения - живые люди?
O kadar uzun süre burada yaşayan tek kişi Brandon Stiles. numaralı oda. Единственный парень, который живет здесь так долго - это Брендон Стайлс.
Hala yaşayan bir aptal olmak isterim. Лучше быть идиотом, но живым.
Dairesinde yaşayan yabancı bir kadın vardı. В его квартире живет другая женщина.
Sen o kadının cebinde yaşayan şu küçük kilise faresisin. Вы маленькая церковная мышка, живущая в своей норке.
Yalnız yaşayan bir erkeğin evi olduğundan biraz dağınık olabilir. Я живу один. Так что здесь может быть беспорядок.
Burada yaşayan bir şey var. "ам есть что-то живое.
Jerry, yaşayan bir varlık olduğunu düşünüyor. Джерри думает, что это живой организм.
Examples of word usage in different contexts are provided solely for linguistic purposes, i.e. to study word usage in a sentence in one language and how they can be translated into another. All samples are automatically collected from a variety of publicly available open sources using bilingual search technologies.
If you find a spelling, punctuation or any other error in the original or translation, use the "Report a problem" option or write to us.

In this section, you can see how words and expressions are used in different contexts using examples of translations made by professionals. The Contexts section will help you learn English, German, Spanish and other languages. Here you can find examples with phrasal verbs and idioms in texts that vary in style and theme. Examples can be sorted by translations and topics.

Learn foreign languages, see the translation of millions of words and expressions, and use them in your e-mail communication.