Sentence examples of "yapmaya çalışıyor" in Turkish

<>
En hevesli üyelerinden birisi, aynı zamanda Elijah'ın eski sevgilisi annemin en güçlü büyülerinden birisini yapmaya çalışıyor. Одна из многих наиболее ревностных членов, старая страсть Элайджи пытается снять самое могущественное заклинание моей матери.
Umutsuzca sayı yapmaya çalışıyor. Отчаянно пытающегося забить гол.
İnanmıyorum! Bu zengin veletleri ne yapmaya çalışıyor böyle? Господи, да что происходит с этими богатыми детьми?
O İrlandalı ne yapmaya çalışıyor? Что замышляет эта ирландская морда?
Yani, bana rastlamış gibi mi yapmaya çalışıyor? В смысле, он старается столкнуться со мной?
Yapımcılar ne yapmaya çalışıyor? Что пытаются сделать продюсеры?
Kiselev yetkisiz şekilde fırlatma yapmaya çalışıyor. Киселев пытается начать запуск без разрешения.
Allison da aynı şeyi Flash-Start için yapmaya çalışıyor. Элисон пытается сделать то же самое с Флэш-Старт.
Claudia sadece işini yapmaya çalışıyor. Клаудия пытается делать свою работу.
Şerif yalnızca görevini yapmaya çalışıyor. Маршал лишь выполняет свой долг.
Seni, kendi gözü ve kulağı yapmaya çalışıyor. Он пытается сделать тебя своими глазами и ушами.
Şüpheli kendine isim yapmaya çalışıyor. Субъект пытается создать себе имя.
Sanırım Alberta Green bir kariyer hareketi yapmaya çalışıyor. Видимо, Альберта Грин решила сделать карьерный рывок.
İşte şöyle çalışıyor: Как это будет работать:
Biz de bunu yapmaya çalışıyorduk. Это мы и пытались сделать.
Bu kızların yüzde 0'i fahişelik yapmaya zorlanıyor, yüzde 5'i giyim endüstrisinde çalışıyor, yüzde 5'i dilencilik yapıyor, yüzde 0'i esnaflık yapıyor ve yüzde 5'i gazete satıyor. 0% из девочек вовлечены в проституцию, 5% работают в швейной промышленности, 5% становятся попрошайками, 0% начинают как лавочники и 5% являются газетчиками.
Aslında, tam tersini yapmaya çalışıyorum. Вообще-то, я пытаюсь сделать противоположное.
Acaba hükümet politik olarak yoğun geçecek gelecek iki yıl için yabancı gazetecilerin sayısını azaltmaya mı çalışıyor? Неужели это бестолковое правительство пытается сократить количество иностранных журналистов в преддверие последующих двух напряженных в политическом смысле лет.
Jack'e bir iğne yapmaya çalışıyorlardı. Они хотели сделать Джеку укол.
Fish, Danimarkalı Mülteci Konseyi için çalışıyor ancak bu bir "iş" gibi değil. Фиш работает на Датский совет по делам беженцев, но это не работа в традиционном смысле этого слова: агентство предоставляет ему стипендию и считает его волонтером.
Examples of word usage in different contexts are provided solely for linguistic purposes, i.e. to study word usage in a sentence in one language and how they can be translated into another. All samples are automatically collected from a variety of publicly available open sources using bilingual search technologies.
If you find a spelling, punctuation or any other error in the original or translation, use the "Report a problem" option or write to us.

In this section, you can see how words and expressions are used in different contexts using examples of translations made by professionals. The Contexts section will help you learn English, German, Spanish and other languages. Here you can find examples with phrasal verbs and idioms in texts that vary in style and theme. Examples can be sorted by translations and topics.

Learn foreign languages, see the translation of millions of words and expressions, and use them in your e-mail communication.