Sentence examples of "yer haline" in Turkish

<>
Dünya sadece kurbanların geride kaldığı bir yer haline geldi. Мир подошёл к отметке в которой остаются лишь жертвы.
Son birkaç yıldır McKinley, bütün dışlanmış çocukların özgürce hayallerinin peşinden gidebileceği bir yer haline geldi. В последние несколько лет, МакКинли стало тем местом где каждый изгой может следовать своим мечтам.
Müzeyi aile adına daha yakışır bir yer haline getirmek istiyor. Он хочет создать музей, как память об их фамилии.
Otu meşrulaştırırlarsa dünya nasıI bir yer haline gelir? А что будет, когда траву легализуют?!
İnsanlar dünyayı öğrenmeye ve iyi bir yer haline getirmeye çalışıyorlar. Люди, которые пытаются познать мир и сделать его лучше.
Eğer Amerika Güzeli olsaydın dünyayı daha iyi bir yer haline getirmek için ne yapardın? Если бы вы были Мисс Америкой чтобы вы сделали, чтобы мир стал лучше?
Ama belki her seferinde bir ruh kırık, çatlak dünyamızı tek bir yer haline getirebiliriz. Но возможно этого достаточно, чтобы превратить наш изломанный мир, в мир вновь исцелённый.
Genç gruplar için popüler bir yer haline geldi. Думаю, оно очень популярно среди юных парочек.
Hepsi dünyayı daha iyi bir yer haline getirebilmek için Daphne. Все это - часть создания мира. Лучшего мира, Дафна.
Dünyayı doğrudan mutlu ve zengin bir yer yapmak yerine alternatif olarak anaerkil düzeni öneren bir dergi. Belki bir şeyleri değiştiren zamandır ve bu kadınlar güce gerçekten sahip kadınlar. Это журнал, который предлагает матриархат в качестве альтернативы, для того, чтобы сделать мир счастливым и процветающим местом, возможно, пора изменить положение вещей таким образом, что именно женщины будут иметь власть.
Seni bu silah ve asker haline biz getirdik. Мы превратили тебя в оружие, в солдата.
Dışarıda ki ajanslara yer yok. Другим агентствам здесь не место.
Ve o kadının kölesi haline gelir. Kadının elbiselerini diker ve ona tapar... И он стал её рабом, он штопает ей одежду и боготворит...
Ama birisi gerçekten cinayet işlemek istese, burası ideal bir yer olurdu. Конечно, если кто-то задумает убийство, то это очень подходящее место.
Hazırlattığım kanunla Eşitlikçiler'e üye olmak, hatta bağlantı kurmak bile suç haline gelecek. Поэтому предлагаю признать незаконным пребывание членом Уравнителей или быть каким угодно образом замешанным.
Hançerin güvenli şekilde saklanabileceği tek yer. Святилище. Только тут можно укрыть кинжал.
Bu cumartesi gecesi geleneğimiz haline geldi gibi bir şey. Эм, это уже почти стало нашей субботней традицией.
Sonra bir yer buldu.. Yönetebileceği bir yer. Потом он нашёл место, где мог править.
Önemli bir şey haline geldi. Это стало важным для меня.
Kuran'da masumları öldürenler ve intihar edenlere yer yok. В Коране нет места убийству невинных и самоубийству.
Examples of word usage in different contexts are provided solely for linguistic purposes, i.e. to study word usage in a sentence in one language and how they can be translated into another. All samples are automatically collected from a variety of publicly available open sources using bilingual search technologies.
If you find a spelling, punctuation or any other error in the original or translation, use the "Report a problem" option or write to us.

In this section, you can see how words and expressions are used in different contexts using examples of translations made by professionals. The Contexts section will help you learn English, German, Spanish and other languages. Here you can find examples with phrasal verbs and idioms in texts that vary in style and theme. Examples can be sorted by translations and topics.

Learn foreign languages, see the translation of millions of words and expressions, and use them in your e-mail communication.