Sentence examples of "yiyecek" in Turkish

<>
Sadece Jess için biraz yiyecek alacağız. Мы только возьмем еды для Джесс.
Aydınlanma, benzin, giyecek, yiyecek için para ödemek zorundayım. Мне надо платить за свет, газ, одежду, еду.
Hadi sana yiyecek bir şeyler bulalım tatlım. Теперь пойдём, поищем тебе что-нибудь поесть.
Burada yiyecek ve içecek hiçbir şey yok ve Lex'in ekibi onları bitirmek için geri dönebilir. У них нет воды и пищи, а стая Лекса может вернуться и добить их.
"Lezzetli" Ve insanlar için mükemmel yiyecek! "Вкуснятина!" Отличная еда для людей.
Neden Bayan Bird'e yiyecek satsın ki? Зачем ей продавать продукты миссис Бёрд?
Bir kediyi zehirli yiyecek olan bir kutuya koyduğunu hayal ediyor. Представь, что кота поместили в ящик с отравленной едой.
Annem kendilerine hiç yiyecek almadı, çocukların yiyeceği yoktu. Мама ничего не ест, чтобы детям хватило еды.
Arkadaşlarını yiyecek bir şeyler ikram etmeyecek misin? Дорогая, может предложишь друзьям что-нибудь перекусить?
Zamanı, oksijen ve yiyecek gibi bir kaynak olarak görmeliyiz. Время для нас такой же ресурс как кислород или пища.
Onlara yiyecek, barınak, battaniye, çocuklarına oyuncak, hasta ve yaşlılarına ise ilaç temin ediyoruz. Мы обеспечиваем их пищей, кровом, одеялами. Игрушки для детей, лекарства для больных и старых.
Ey Tanrım, muhteşem inayetin için sana yalvarıyoruz ve yemek üzere olduğumuz yiyecek için sana şükran duyuyoruz. Amin. О, Господь Бог, мы ждем благодати твоей и благодарим тебя за пищу, которую мы едим.
Babamın eve yiyecek ve kıyafet getirmesi. Отец принес домой еду и одежду.
Tüm Japonya'da yiyecek ve yakıt sıkıntısı var. По всей Японии нехватка продовольствия и горючего.
Ama yine de ihtiyacımız olandan çok daha fazla işlenmiş yiyecek ve dolayısıyla kalori alıyoruz. Мы потребляем гораздо больше калорий, чем необходимо, в особенности от обработанных продуктов.
Bu, senin at eti yiyecek kadar aç olduğunu söylemen gibi. Это как говорить, что голоден настолько, что коня съешь.
Dağa çıkarken, yanlarına almak için, ailelerinden yiyecek istediler. Они попросили у родителей еды, чтобы взять с собой.
Bana yiyecek, bir sığınak ve ilaç veriyorlar. Они дают мне еду, убежище, таблетки.
Sana biraz su ve yiyecek birşeyler getirteceğiz. Мы принесем вам воды и что-нибудь поесть.
Tüm o yiyecek stokları, antibiyotikler ve jeneratörler için de aynısı geçerli. То же самое касается его запасов пищи, антибиотиков, его генератора.
Examples of word usage in different contexts are provided solely for linguistic purposes, i.e. to study word usage in a sentence in one language and how they can be translated into another. All samples are automatically collected from a variety of publicly available open sources using bilingual search technologies.
If you find a spelling, punctuation or any other error in the original or translation, use the "Report a problem" option or write to us.

In this section, you can see how words and expressions are used in different contexts using examples of translations made by professionals. The Contexts section will help you learn English, German, Spanish and other languages. Here you can find examples with phrasal verbs and idioms in texts that vary in style and theme. Examples can be sorted by translations and topics.

Learn foreign languages, see the translation of millions of words and expressions, and use them in your e-mail communication.