Sentence examples of "zamanı" in Turkish with translation "пора"

<>
Ama sanırım Camp Star için cevap zamanı. Но я думаю пора Лагерю Звезд ответить.
Geri ödeme zamanı ve ben de toplamaya geldim. Пора платить, и я пришел за платой.
Bir başka mayına daha çarpma zamanı, Tom-- büyükçe olsun. Пора наткнуться на еще одну мину, Том - побольше.
Tamam, planı bana söylemenin zamanı.. Ладно, пора мне рассказать план.
Düşünüyordum da benim için olayları geride bırakmanın zamanı gelmiş olabilir. Я тут подумал. Мне, возможно, пора двигаться дальше.
Kralın yanında hakkın olan yeri almanın zamanı geldi Yüzbaşı. Пора вам занять соответсвующее место возле короля, капитан.
Şu Blink Drive 'ınızı kullanmanın tam zamanı değil mi? А не пора ли использовать ваш мгновенный двигатель? Пора.
Çekici ama ön cephedeki günlerimi geride bırakma zamanı geldi de geçiyor. Заманчиво, но я думаю, мне пора оставить линию фронта.
Şimdi sana bazı haberler vermenin zamanı. А теперь пора сообщить тебе кое-что.
Sana tam olarak ne olduğunu bilemesemde, belki de artık annenle konuşmanın zamanı geldi. Я не знаю, что с тобой происходит. Может, пора с мамой поговорить?
Belki Daisy ve Simmons'ı uyandırmanın bir yolunu bulma zamanı gelmiştir. Может, пора придумывать, как разбудить Дейзи и Симмонс.
Artık her şeyin tersine döndüğü, kötülerin mutlu sonlara sahip olabileceği bir dünyanın zamanı. Пора изменить этот мир, пусть злодеи получат свое "долго и счастливо".
Senatör Travers'ın doğum sertifikasını bulup bu saçmalığa bir son verme zamanı geldi. Пора найти Земной сертификат сенатора Траверса, и положить конец этому абсурду.
Onun için Kraliçenin işlerini yapmak için kardeşlerine ve kız kardeşlerine katılma zamanı. Пора присоединиться к своим братьям и сестрам в работе во имя Королевы.
Helena'daki yönetimin değişme zamanı geldi. Ve senin de bildiğin gibi Arika'nın tanıdığı bir çok sadık Helena'lı var. В Елене пора сменить правительство, и как ты знаешь, у Арики на родине много последователей.
Kaçmayı bırakmanın zamanı geldi ama şimdilik bunun biraz daha keyfini çıkaralım. Пора перестать убегать, но сейчас давай просто насладимся этим моментом.
Bunu söylemekten nefret ediyorum, Neal, ama bu geceye kibarca gitmenin zamanı geldi, eski dostum. Неприятно говорить это, Нил, но пора спокойно уйти в эту добрую ночь, старый друг.
Examples of word usage in different contexts are provided solely for linguistic purposes, i.e. to study word usage in a sentence in one language and how they can be translated into another. All samples are automatically collected from a variety of publicly available open sources using bilingual search technologies.
If you find a spelling, punctuation or any other error in the original or translation, use the "Report a problem" option or write to us.

In this section, you can see how words and expressions are used in different contexts using examples of translations made by professionals. The Contexts section will help you learn English, German, Spanish and other languages. Here you can find examples with phrasal verbs and idioms in texts that vary in style and theme. Examples can be sorted by translations and topics.

Learn foreign languages, see the translation of millions of words and expressions, and use them in your e-mail communication.