Sentence examples of "zamanlı" in Turkish

<>
Microsoft, 6 Kasım 2013'te, gerçek zamanlı birlikte yazma ve Word'de Otomatik Kaydetme özelliği (kaydetme düğmesinin yerine getirme) dahil olmak üzere yeni özellikler duyurdu. 6 ноября 2013 года Microsoft анонсировала такие функции, как совместное редактирование в реальном времени и авто-сохранение в Word (заменяющее кнопку сохранить).
Bu yüzden bilimselleşmeye ve gerçek bir zamanlı tur atmaya karar verdik. Поэтому мы решили применить научный подход и пройти круг на время.
Kendi evimi almak için yarı zamanlı bir işe girip para biriktireceğim. - Hazır mısın? Я просто хочу работу на неполный рабочий день, чтобы накопить денег на своё жилье.
Benim bir çocuğum ve tam zamanlı bir işim olduğundan çalışma süreleri de uzun olunca yoruluyor insan. У меня ребенок и работа, я очень много работаю, так что, я устала.
Windows Server 2016, Windows 10 ile eş zamanlı olarak geliştirilen, Windows NT işletim sistemleri ailesinin bir parçası olarak Microsoft tarafından geliştirilen bir sunucu işletim sistemidir. Windows Server 2016 (кодовое имя Windows Server vNext) - серверная операционная система от Microsoft. Система является частью семейства Windows NT и разрабатывается одновременно с Windows 10.
1948 yılına gelindiğinde, Carson ikinci bir kitap için çalışmalar yapıyordu ve tam zamanlı yazmaya geçiş yapmak için bilinçli bir karar vermişti. С 1948 года Карсон начала работать над материалами для второй книги и окончательно решила стать профессиональным писателем.
Gerçek zamanlı çoklu ortam streaming uygulamaları zamanında bilgileri teslim etmeyi gerektirir ve bu amacı gerçekleştirmek için bazı kaybolan paketleri tolere edebilmelidir. Приложения, формирующие потоки реального времени, требуют своевременной доставки информации и для достижения этой цели могут допустить некоторую потерю пакетов.
GPS radarını ve gerçek zamanlı uydu görüntüleme sistemini kullanarak bu yolda güvenle ilerlememizi sağlayacak tüm bilgilere sahibim. Используя GPS и картинку со спутника в реальном времени Я могу совершенно безопасно передвигаться по этим дорогам.
Kişisel bir şey değil hanımefendi ama seni ve Jamie'yi tehlikeden uzak tutmak tam zamanlı bir iş oldu çıktı. Ну, ничего личного, миссис, но необходимость держать вас подальше от опасностей занимает все наше время.
(Birinci Şahıs Nişancı (FPS) ve Gerçek zamanlı strateji (RTS) türlerinin karışımı olan bir oyun) oyun hayranlarının beklentilerini karşılamadı ve Electronic Arts'ın ticari başarısızlığıyla sonuçlandı. Одна из последних игр, выпущенных Westwood - "" - объединившая элементы шутера от первого лица (FPS) и стратегия в реальном времени (RTS), не имела коммерческого успеха.
Dolby Digital Live (DDL) video oyunları gibi interaktif medya ürünleri için gerçek zamanlı ses kodlama teknolojisidir. Dolby Digital Live (DDL) - технология кодирования многоканального (5.1) звука в формат AC3 в реальном времени, предложенная компанией Dolby Technologies для интерактивных приложений, таких как видеоигры.
Examples of word usage in different contexts are provided solely for linguistic purposes, i.e. to study word usage in a sentence in one language and how they can be translated into another. All samples are automatically collected from a variety of publicly available open sources using bilingual search technologies.
If you find a spelling, punctuation or any other error in the original or translation, use the "Report a problem" option or write to us.

In this section, you can see how words and expressions are used in different contexts using examples of translations made by professionals. The Contexts section will help you learn English, German, Spanish and other languages. Here you can find examples with phrasal verbs and idioms in texts that vary in style and theme. Examples can be sorted by translations and topics.

Learn foreign languages, see the translation of millions of words and expressions, and use them in your e-mail communication.