Exemplos de uso de "ateş ediyordu" em turco

<>
Aiden bizi bir gezginden kurtarmaya çalışıyordu. Ona doğru ateş ediyordu. Эйден пытался спасти нас от бродячего, стреляя в него.
Önündeki komşuları onlara ateş ediyordu. Они стреляли в своих соседей.
İpi tutuşturacağım ateş çekicin ucuna kadar geldiğinde, ip kopacak. Я подожгу шнур и когда пламя дойдет вот сюда,..
Eğer bir müşteri para ödemeye kalkarsa tedarikçi parasını iade ediyordu. И если клиент пытался заплатить, сутенер возвращал клиенту деньги.
Çapraz ateş konumları şurası şurası ve şurası olacak. Зоны перекрестного огня будут здесь здесь и здесь.
George amcası Anthony'den söz ediyordu. - Geçen hafta vefat etti. Джордж хоронит своего дядюшку Энтони, он умер на прошлой неделе.
Lazer silahları ateş açmayacak da ne demek? Что значит, лазерные пушки не стреляют?
Donna bana aile ağacımla ilgili olarak yardım ediyordu ama şimdi bize davada yardımcı oluyor. Донна помогала мне с моей родословной, но сейчас она помогает нам с делом.
Ateş etmeyi, gizlemeyi, Hedefini tutmak için. Он научился стрелять, прятаться, выслеживать цель.
O da mı termostata yardım ediyordu? Она тоже тебе с водонагревателем помогала?
Zıplama ve ateş tuşlarına aynı anda basamıyorum bile! Nerede bu? Я не могу жать на "огонь" и прыгать одновременно.
Kocasından patolojik olarak nefret ediyordu. Она патологически ненавидела своего мужа.
Bilirsin, nişancılar öldürmek için ateş eder. Знаешь, снайперы стреляют, чтобы убивать.
Sarah, her gün orada çalışan iki dansçıya kostümlerini tiyatroya taşımalarında yardım ediyordu, bir yandan da bir gün sahnede onlarla birlikte yer alacağını hayal ediyordu. Сара ежедневно помогала двум танцовщицам нести в театр их костюмы, мечтая при этом, что когда-нибудь она выйдет рядом с ними на сцену.
Mecbur kalırsanız, ateş edebilirsiniz. При необходимости стрелять на поражение.
Askerlerin ateş etmelerini kast ediyorlardı, efendim. Для солдат это означало стрелять, сэр.
Dinle, kayıtlara geçsin diye söylüyorum, Kensi, bana otelde ateş etmemi söyledi. Послушайте, к вашему сведению, Кензи сказала мне выстрелить, там в отеле.
Yapman gereken bir ateş yakmak. Тебе как-то нужно зажечь огонь.
Müzik kutusundaki ve duvardaki buğulanmaya bakılırsa birden fazla el ateş açılmış, hepsi de isabet etmiş. Следы на мониторе проигрывателя, и на стенах говорят о множественных сквозных ранениях выстрел за выстрелом.
Üç dediğimde ateş etmeye hazır olun. Приготовьтесь открыть огонь на счет три.
Os exemplos de uso de palavras em diferentes contextos são dados só para fins linguísticos, ou seja, para estudar o uso de palavras numa língua e as suas traduções para outra. Todos os exemplos são colecionados automaticamente em fontes abertas usando tecnologia de pesquisa de dados bilíngues. Se você encontrar algum erro de ortografia, pontuação ou outro erro no texto original ou na tradução, use a opção "Reportar um erro" ou escreva para nós.

Nesta seção, você pode ver como palavras e expressões são usadas em diferentes contextos usando exemplos de traduções feitas por profissionais. A seção Contextos o ajudará a aprender inglês, alemão, espanhol e outros idiomas. Aqui você pode encontrar exemplos com verbos frasais e idiomas em textos que variam em estilo e tema. Exemplos podem ser classificados por traduções e tópicos.

Aprenda línguas estrangeiras, veja a tradução de milhões de palavras e expressões e use-as em sua comunicação por e-mail.