Sentence examples of "neyse" in Turkish

<>
Neyse, neyse. Hadi gidip şu kızı bulalım. Ладно, ладно, давай просто найдем девчонку.
Her neyse, insan kaynaklarından sevgili Framboise senin imzalaman gereken bazı evraklar getirdi. А вот и милашка Фрамбуа из отдела кадров. Принесла тебе бумаги на подпись.
Neyse, bir gün kendime ait donmuş gıda zincirimin olmasını umuyorum. В общем, еще я планирую запустить свою линию замороженных продуктов.
Onun gibi bir şey. Neyse, o günlerde bir fıstığı İzlanda'ya götürmüştüm. Короче, в один из дней я отвез одну телку в Исландию.
Neyse ki, Hondo beni enkazdan çekip çıkardı. Хорошо, что Хондо вытащил меня из-под обломков.
Her neyse, şu anda onunla yaşayan tek Kevin'in ben olduğumdan eminim. Во всяком случае уверен, что сейчас она живёт с единственным Кевином.
Neyse, ruhlar âleminden Marilyn'le irtibata geçebildiniz mi? Ну и, дух Мэрилин вышел на связь?
Her neyse, ben ikimizin yemeğini de yedim. Ну я всё равно съела оба наших обеда.
Neyse, bu adam Simmons'ı hayatta tuttu. Ona borçluyum. В любом случае, благодаря этому парню Симмонс жива.
Ama neyse ki sorunumuzu hallettik ve daha önce hiç bu kadar yakın olmamıştık. Но, к счастью, мы помирились и близки, как никогда раньше.
Her neyse, canı cehenneme. Dinle, geceni berbat etmesine izin verme. Ладно, черт с ним, давай не будем портить наш вечер.
Basit bir sıçanı canlandırmak neyse de bir insanı canlandırmak hâlâ uzak ihtimal. Оживить крысу это одно, а вот человеческое тело по-прежнему нам недоступно.
Neyse, beni kaçıranlar bu gece bin dolar talep ediyor yoksa... В общем, мои похитители требуют тысяч долларов, - иначе...
Neyse, sonra her şey birbiri ardına gelişti ve ne olduğunu anlamadan öpüşmeye başladık. Короче, одно за другим, и не заметили, как мы уже целовались.
Neyse ne, ben de haklıyım, sen de haklısın. Хорошо, не важно, я прав, ты права.
Neyse, Sayın Büyükelçi, altı yıl önce iç savaş yüzünden Kharun'un petrol üretimi bir yıl boyunca durdu. Во всяком случае, шесть лет назад, гражданская война остановила всю добычу нефти в Каруне на год.
Neyse, ben deliye döndüm, o da deliye döndü ve çekip gitmeye çalışırken eldivenini çektim. Ну я рассердилась и она тоже Она попыталась уйти, А я схватила её за перчатку...
Her neyse, yapmadıysan da cezalandırabilirim seni çünkü ben büyüğüm sen küçüksün, ben haklıyım sen haksız. А все равно, я большая, а ты маленькая, я права, а ты нет.
Neyse, en iyisi ofise döneyim de ilk önce beni kovmasınlar. Ладно, мне надо возвращаться и постараться, чтобы не уволили.
Her neyse, düşündüm de işten çıkınca bir şarap alırım oraya gider ve onunla kur yaparım. Так вот, я подумал после работы купить бутылку вина появиться там и приударить за ней.
Examples of word usage in different contexts are provided solely for linguistic purposes, i.e. to study word usage in a sentence in one language and how they can be translated into another. All samples are automatically collected from a variety of publicly available open sources using bilingual search technologies.
If you find a spelling, punctuation or any other error in the original or translation, use the "Report a problem" option or write to us.

In this section, you can see how words and expressions are used in different contexts using examples of translations made by professionals. The Contexts section will help you learn English, German, Spanish and other languages. Here you can find examples with phrasal verbs and idioms in texts that vary in style and theme. Examples can be sorted by translations and topics.

Learn foreign languages, see the translation of millions of words and expressions, and use them in your e-mail communication.