Exemplos de uso de "olduğunu kanıtladı" em turco

<>
Testler daha çok genetik bir sebepten olduğunu kanıtladı. Но анализы показали, что это скорее генетическое.
Selefi yerini doldurmanın zor olduğunu kanıtladı. Его предшественника оказалось довольно трудно заменить.
Bu, tüm bu zaman boyunca kontrolün onda olduğunu kanıtladı. Оказалось, что она все время держала нас под контролем.
Çocuk şimdiden yararlı olduğunu kanıtladı. Мальчик уже доказал свою пользу.
Bizim bahisçi başka yerde olduğunu kanıtladı ama balistik raporu geldi. Букмекер чист. Но пришёл отчёт от баллистиков, есть совпадение.
Bir kadın casus siz koca bir yığın adamdan daha yararlı olduğunu kanıtladı. От одной женщины оперативника больше пользы, чем от вас вместе взятых.
Diğer şirketler 32-bit sistemler için hareket ederken, Rare ve Nintendo Super NES hala pazarda güçlü bir rakip olduğunu kanıtladı. Когда большинство компаний стало переходить на 32-битные приставки, Nintendo и Rare смогли доказать, что Super NES всё ещё является конкурентноспособной.
Doğu cephesinini en kuzey bölgesinin komutanı olarak, Theofilos yetenekli bir asker olduğunu kanıtladı ve ağabeyinin seferlerine değerli destekler verdi. Как командующий этой самой северной части восточной границы, Феофил показал себя компетентным военачальником и оказывал ценную поддержку кампаниям своего брата.
Program karşıtı öğrenciler değişikliklerin sadece eğitim masraflarını gizlemek için yapılan bir yol olduğunu iddia etti. Выступающие против программы ученики утверждали, что предложенные изменения были всего лишь замаскированным способом сократить расходы на образование.
Bunu bana az önce kanıtladı. Он только что это доказал.
Öldürülmeden hayır diyebilmenin ne demek olduğunu anlıyor musunuz? Каково это, сказать "нет" и не быть убитым?
Ama bir şeyi kanıtladı. Но это кое-что доказывает.
Oğul Arash Azizi, babasının bir üst mahkemeye başvuruda bulunmuş olduğunu söyledi. Араш Азизи заявил, что его отец подал апелляционную жалобу на решение суда.
En azından zırh kendini kanıtladı. Х оть доспехи себя показали.
Kanun yapıcılar, bu maddenin Anayasanın bütün Ugandalıların kanun karşısında eşit olduğunu öngören. ve. maddeleriyle ters düştüğünü savunarak yaşından küçük ve yaşından büyük adayların da seçime katılmalarını mümkün kılmak istiyor. Bu durumu eleştirenler ise bu tasarının yalnızca Museveni'yi hayat boyu cumhurbaşkanı yapabilmek için öne sürüldüğünü düşünüyor. Парламентарии намерены внести изменения, допускающие до участия в выборах кандидатов, чей возраст не достиг лет и превышает лет, настаивая на том, что действующий закон противоречит статьям и Конституции, согласно которым все граждане Уганды равны перед законом.
Bir hafta boyunca, Barry sadece iyi bir satış elemanı olduğunu değil aynı zamanda öngörülü olduğunu da kanıtladı. В течение недели, Бэрри доказал, что он не только хороший продавец, но и настоящий провидец.
"Yüksek sesle konuştuğumuz için mi, yoksa dar görüşlü insanlar olmadığımız için mi bilmiyorum. Otobüsteyken, bir jinekologla yüksek sesle konuşabiliriz.... Arjantinliler psikanalize tabi olurlar, birinin partnerinin hayatıyla ilgili analiz yapıyor olduğunu duymak yaygındır." Можем в автобусе в полный голос обсуждать свои проблемы с гинекологом.... Аргентинцы часто обращаются к психоаналитикам, так что можно часто услышать кого - нибудь, анализирующего жизнь своего партнера ".
Bu deney, işlenmiş şekerin ve aşırı früktozun milyonlarca insanın sağlığı ve refahında yarattığı ciddi hasarı bana kanıtladı. Этот эксперимент доказал мне что рафинированный сахар и избыток фруктозы приводят к значительному вреду организму у миллионов людей.
Rajoy iddiaların "tamamen uydurma" olduğunu belirterek, böyle bir ödeme almadığını belirtti. Он отверг требования об отставке и утверждает, что его партия лучше всего подходит для управления страной в связи со сложившейся трудной экономической ситуацией.
Ama Carter bunu kanıtladı. Но Картер это доказал.
Os exemplos de uso de palavras em diferentes contextos são dados só para fins linguísticos, ou seja, para estudar o uso de palavras numa língua e as suas traduções para outra. Todos os exemplos são colecionados automaticamente em fontes abertas usando tecnologia de pesquisa de dados bilíngues. Se você encontrar algum erro de ortografia, pontuação ou outro erro no texto original ou na tradução, use a opção "Reportar um erro" ou escreva para nós.

Nesta seção, você pode ver como palavras e expressões são usadas em diferentes contextos usando exemplos de traduções feitas por profissionais. A seção Contextos o ajudará a aprender inglês, alemão, espanhol e outros idiomas. Aqui você pode encontrar exemplos com verbos frasais e idiomas em textos que variam em estilo e tema. Exemplos podem ser classificados por traduções e tópicos.

Aprenda línguas estrangeiras, veja a tradução de milhões de palavras e expressões e use-as em sua comunicação por e-mail.