Exemplos de uso de "teslim etmeye" em turco

<>
Bu iyiliğin karşılığında rehinelerden birini bana teslim etmeye ne dersin? Как насчет того, чтобы выдать мне одного из заложников?
Daha dosyayı teslim etmeye hazır değil misin? Готовы уже отдать мне файлы? Нет.
Şimdi gerçeği ortaya çıkarıp, komutanımı Amirale teslim etmeye çalışıyorum. Я хочу выяснить всю правду про командира и рассказать Адмиралу.
Teslim olması için ikna etmeye çalışacağım. Я просто попробую уговорить его сдаться.
Doğumdan sonraki saat içinde aklı ve bedeni sağlam hâlde teslim edilmeli. Он должен быть доставлен в целости в течение часов после рождения.
Bir silahla intihar etmeye kalkmıştım. Я пытался сделать это пистолетом.
Psikolojik Operasyonlar biriminin Irak Birliklerinin üzerine bıraktığı Amerikalılara teslim olurlarsa güvenli geçiş hakkı verileceğini yazan kağıtlar. Это дерьмо было сброшено на иракские войска. Там обещается безопасный проход всем тем кто сдаться Американцам.
Sadece Ezra'ya yardim etmeye çalisiyoruz. Мы просто пытались помочь Эзре.
Bir seferinde, teslim olduğum şey heykel çıkmıştı. Однажды я сдался, а это оказалась статуя.
Sadece diğer Seraf'ı bulmak istiyoruz ki hepinizin bedenindeki kutsal metni tercüme etmeye yardım edebilelim. Мы лишь хотим найти другого Серафима, чтобы перевести священные письмена на ваших телах.
Bu adamı polise teslim etmek gibi bir niyetim olmadığı belli. Очевидно, что я не собираюсь сдавать этого человека полиции.
Bu adamlara yardım etmeye çalıştım. Konu hakkında hiçbir şey... Я просто помогала ребятам Я ничего не знаю о...
Dünyayı şeytanın oğluna teslim ederek mi? Отдав землю в руки сына дьявола?
Test etmeye başlayabiliriz ama kültürler büyümeden ölmüş olur. Но пока будет готов посев, он умрет.
Kumandan değişikliği olması durumunda, protokolü size şahsen teslim etmemizi gerektiriyor. В связи со сменой командования, протокол требует доставить это лично.
Sence örtbas mı etmeye çalışıyorlar? Думаешь, это просто прикрытие?
Silahını teslim ettin mi? Вы сдали свое оружие?
Şimdi gidip bir yerde dua edin ve burada tövbe etmeye başlayın. Ты пришёл сюда и молишься, и начинаешь испытывать чувство покаяния.
Elizabeth Keen neden teslim olduğunuzu biliyor mu? Элизабет Кин знала, почему вы сдались?
Birlikte yolumuza devam etmek yüzleştiğimiz, yaşam tarzımızı yok etmeye ant içmiş kararlı bir düşman tehdidini anlamayla başlar. Движение вместе вперед начинается с понимания угрозы, с которой мы столкнулись. Враг поклялся разрушить наш образ жизни.
Os exemplos de uso de palavras em diferentes contextos são dados só para fins linguísticos, ou seja, para estudar o uso de palavras numa língua e as suas traduções para outra. Todos os exemplos são colecionados automaticamente em fontes abertas usando tecnologia de pesquisa de dados bilíngues. Se você encontrar algum erro de ortografia, pontuação ou outro erro no texto original ou na tradução, use a opção "Reportar um erro" ou escreva para nós.

Nesta seção, você pode ver como palavras e expressões são usadas em diferentes contextos usando exemplos de traduções feitas por profissionais. A seção Contextos o ajudará a aprender inglês, alemão, espanhol e outros idiomas. Aqui você pode encontrar exemplos com verbos frasais e idiomas em textos que variam em estilo e tema. Exemplos podem ser classificados por traduções e tópicos.

Aprenda línguas estrangeiras, veja a tradução de milhões de palavras e expressões e use-as em sua comunicação por e-mail.